Levh-i mahfuz ve ümm-i kitap

Sual: Levh-i mahfuz'la Ümm-i kitab ayrı mıdır? Bunlar mahlûk mudur?
CEVAP
Ahmed bin Süleyman hazretleri buyuruyor ki: Levh-i mahfuz, korunmuş levha demektir. Ezeli ve ebedi, olmuş ve olacak her şeyin Allahü teâlânın indinde yazılı olduğu kitap anlamındadır. Mahlûktur, yani sonradan yaratılmıştır. Melekler Levh-i-mahfuz'u görürler. Allahü teâlâ dilerse Levh-i mahfuz'da değişiklik yapabilir. Mesela, insanın işine göre ömrü ve rızkı değişir. İyiler kötü, kötüler iyi olarak değiştirilebilir. Ümm-i kitab ise, kitabın anası demektir. Ezeli olan kelam-ı ilahinin ismidir. Mahlûk değildir. Melekler, bunu anlayamaz. Zamanlı değildir. Yani burada zaman yazılı değildir. Allahü teâlâdan başka, kimse bilmez. Hiç yok olmaz. (Levh-il-mahfuz ve Ümm-ül-kitab risalesi)

Fatiha'ya da Ümm-i kitap denirse de, o konumuzun dışındadır.

Levh-i mahfûzda değişiklik olur mu?
Sual: İnsanların hâllerinde ve işlerinde yani kaderlerinde değişiklik olur mu yoksa ezelde nasıl takdir edilmiş ise öyle mi meydana gelir?
Cevap:
Ahmet ibni Kemal Paşa hazretlerinin "Levh-il-mahfûz ve Ümm-ül-kitap" ve Ebüssuud Efendi'nin "Kaza ve Kader Risalesi"nde, konu ile alakalı olarak buyuruluyor ki:
“Ra'd suresindeki, (Allahü teâlâ, dilediğini siler. Dilediğini değiştirmez. Ümm-ül-kitâb, Ondadır) mealindeki âyet-i kerimede, levh-i mahfûz bildirilmektedir. Ümm-i kitâb, ezeli olan kelam-ı ilâhînin ismidir. Melekler, bunu anlayamaz. Zamanlı değildir. Yani burada zaman yazılı değildir. Allahü teâlâdan başka, kimse bilmez. Hiç yok olmaz. Levh-i mahfûzda ise, değişiklik olur. Bunu melekler görür. İnsanın, işine göre, ömrü ve rızkı değişir. İyiler kötü, kötüler iyi olarak değiştirilebilir. Böylece birine ölümüne yakın, iyi işler yaptırıp, son nefeste iman ile gönderir. Başkasına kötü amel işletip, imansız gönderir. Bunun için, Resûlullah efendimiz her zaman; (Allahümme, ya mukallibelkulûb, sebbit kalbî, alâ dînik) duasını okurdu ki, Ey büyük Allahım! Kalpleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dininde sabit kıl, yani dininden döndürme, ayırma! demektir. Eshab-ı kiram bunu işitince; 'Ya Resûlallah! Siz de, dönmekten korkuyor musunuz?' dediklerinde; (Mekr-i ilâhîden, beni kim temin eder?) buyurdu. Çünkü, hadis-i kudside; (İnsanların kalbi Rahmânın kudretindedir. Kalpleri, dilediği gibi çevirir) buyurulmuştur. Yani, Celâl ve Cemâl sıfatları ile, kötüye ve iyiye çevirir. Levh-i mahfûza ilk olarak, (Benden başka Allah yoktur. Muhammed aleyhisselâm benim resulümdür ve habibimdir ve her şey benim mahlukumdur. Her şeyin Rabbiyim, Hâlıkıyım) yazıldı. Sonra, Peygamberleri ve kıyamete kadar gelecek insanların iyileri, saîd olarak, kötüleri de, şakî olarak yazıldı.

Kader değişmez. Kazâ, kadere uygun olarak meydana gelir. Kazâ-i mu'allak şeklinde yaratılacağı yazılmış olan bir şey, kulun iyi ameli ile değişip yaratılmaz.

İbni Esîr hazretleri; 'Kazâ ve kader, birbirinden ayrılmaz, çünkü, kader temel gibi, kazâ da üstündeki bina gibidir' buyurdu. Kader, Allahü teâlânın, olacak şeyleri ezelde bilmesidir. Kazâ ise, kaderde bulunan şeyleri, zamanı gelince yaratmasıdır.”