Yanlış atasözleri

Sual: Atasözlerin hemen hepsi yanlıştır. Şu birkaç örnek yeter:
1- (Kendi düşen ağlamaz)
atasözü yanlış; benim çocuk oynarken, kendi düşünce de ağlıyor.
2- (Aç köpek fırın duvarı yıkar) atasözü de yanlıştır. Ben hiç fırın duvarı yıkan köpek görmedim, kimse de görmemiştir, çünkü buna imkân yoktur.
3- (Acele giden ecele gider) atasözü de yanlıştır. Ben çok aceleciyim, hızlı da araba kullanırım, ama hiç ecele gitmedim. Bakın, hayattayım.
4- (Çocuğun yediği helal, giydiği haramdır) atasözü de yanlıştır. Çocuğa alınan elbise niye haram olsun ki? Bir de çocuk haram yemez mi hiç?
5- (Acıkan ne olsa yer, acıyan ne olsa söyler) atasözü de yanlıştır. Ben acıkınca her şeyi yemem, haram da yemem. Acıyla kıvransam da yine her şeyi söylemem.
6- (Rüzgâr eken, fırtına biçer) atasözü de yanlıştır; çünkü ne rüzgâr ekilir, ne de fırtına biçilir.
7- (Şimdi rağbet, güzel ile zengine) atasözü de yanlıştır. Nice güzeller ve zenginler rağbet görmüyor. Atalarımız niye bu kadar cahilce söz etmişler ki?
CEVAP
Atasözlerimiz, her asırda doğruluğu onaylanarak bugüne kadar gelmiştir. Söyleniş maksadı bilinmeden suçlamak yanlış olur. Atasözleri ve deyimler, genelde gerçek anlamından çok farklı olurlar. Bunu bilmeyen kimse, atalarımızı suçlar. Yukarıdaki atasözlerinin hepsi doğrudur.

1- (Kendi düşen ağlamaz) demek, kendi hatasından dolayı, bir zarar gören kimsenin, başkalarını suçlamaya hakkı olmaz demektir. Düşmekle, ağlamakla alakası yoktur. Gözümden düştün demek, gözümün üstünde otururken aşağı düştün demek değildir. Yanımda itibarın kalmadı demektir.

2- (Aç köpek, fırın duvarı yıkar) demek, açlık, çaresizlikten umulmadık kötü işler yaptırır, hırsızlık ettirir, gasp yaptırır. (Aç kurt aslana saldırır) atasözü de böyledir. Aç kimsenin gözüne, tehlike görünmez. (Aç olan kılıca sarılır) atasözü de böyledir. Karın doyurmak için çaresizlikten silaha sarılır, cinayet işleyebilir demektir. (Aç aslandan, tok domuz yeğdir) atasözünde de, en kötü, en pis olan domuzun, ormanların kralı aslanla mukayese edilmesi, açlığın çaresizliğini göstermektedir.

3- (Acele giden ecele gider) demek, (Aceleyle kalkan, pişmanlıkla oturur) demektir. (Acele şeytandandır) hadis-i şerifi de, acelenin zarar getireceğini bildirmektedir. Bazen, ölüm de getirebilir.

4- (Çocuğun yediği helâl, giydiği haramdır) atasözü, çocuğun hastalıklardan korumak ve sağlıklı büyütmek maksadıyla iyi beslenmesi için harcanan paraya acınmaz, fakat çocuk değerli kumaşların kıymetini bilmeyip hor kullanacağı için, pahalı elbiselerle donatmak lüzumsuz demektir.

5- (Acıkan ne olsa yer, acıyan ne olsa der) atasözü, açlık, sevmediği şeyleri de yedirtir, canı acıyan da farkında olmadan istenmeyen şeyler söyleyebilir. Yani zor durumlarda, normal şeyler beklememeli demektir.

6- (Rüzgâr eken fırtına biçer) atasözü, çevresine hep zarar veren kişi, (Etki tepki doğurur) sözüne uygun olarak, bir gün, daha büyük tepki görebilir demektir. Kötülük eden, daha büyük kötülük görebilir. Onun için, (Eden bulur) ve (Su testisi, su yolunda kırılır) da demişler.

7- (Şimdi rağbet, güzelle zengine) atasözü, iyi şeyler her zaman ilgi görür, el üstünde tutulur anlamında söylendiği gibi, daha çok, tenkit için, (Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır) anlamında söylenir. Onun için, (Para her kapıyı açar) denilerek paranın önemi vurgulanmaktadır. (Paran varsa cümle âlem kulun, paran yoksa tımarhane yolun) atasözü de, aynı şeyi ifade etmektedir. Yani sen iyi olsan da, paran yoksa hiç kıymetin olmaz demektir.

Can bedene mülk değil
Sual:
Bir arkadaş, (Can, bedene mülk değil) sözünün yanlış olduğunu, (Beden, cana mülk değil) şeklinde olacağını söylüyor. Doğrusu hangisidir?
CEVAP
Can, bize emanettir, bedende devamlı kalıcı değildir. Can yani ruh uçup gider, beden kalır. Burada bedenden kasıt kendimizdir. Can bedende temelli kalmayacağı için (Bedene mülk değil) deniyor. (Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil) atasözü de, canın bedene mülk olmadığını göstermektedir.