İmanla öl yeter

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Hakiki bayram, imanla ölmek, son nefeste Allah demektir. Bütün âlimlerin, evliya zatların, bütün ibadetlerin, bütün kitapların, bütün gayretlerin, akla ne geliyorsa hepsinin tek gayesi vardır. O da, kulun Müslüman olması yani iman etmesi, imanla yaşayıp imanla ölmesidir. Peygamber efendimiz, (İmanla öl, gerisine karışma) buyuruyor. Yani imanla ölen, bazı sıkıntılar çekse de, sonunda Cennete gider. Affa ve şefaate kavuşursa sıkıntısız da cennete girer.

Rabbimizin merhameti geniştir. Seksen sene kilisede papazlık yapmış, İslam’ı yıkmaya uğraşmış kişiyi bile, bir kelime-i şehadet söylemekle affediyor. Yeter ki, Müslüman olsun ve imanla ölsün! Kur’an-ı kerimde mealen, (Ey günahı çok olanlar, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah bütün günahları affeder. O, sonsuz mağfiret ve merhamet sahibidir) buyuruyor.

Peygamber efendimiz bir savaşa gitmiş, kazanmış. Eshab-ı kiramla beraber, o gün dinleniyor ve savaşı konuşuyorlar. Derken, esirlerin arasında bir kadıncağız, sağa sola bakınıyor, orada, kundak içinde duran bir bebeği hemen kaptığı gibi alıyor yani ölümü unutuyor, esareti unutuyor, her şeyi unutuyor. Sevincinden deli gibi oluyor. Bebeği bulunca, bir ağacın arkasına gidip emziriyor. Oradaki bütün Eshab-ı kiram, o kadının koşturmalarını seyrederken, Peygamber efendimiz Eshab-ı kirama buyuruyor ki:
— Kadının halini gördünüz. Evladını bulunca, ne ölüm hatırına geldi, ne de esaret…
— Evet ya Resulallah.
— Peki, şimdi ben size soruyorum, bu kadın, kavuştuğu bu çocuğu eliyle ateşe atar mı?
— Atmaz elbette.
— Allah da atmaz! Annenin şefkati, Allahü teâlânın şefkat deryasından sadece bir parçadır.

Bir talebe de hocasına der ki:
— Efendim, ahirette benim halim ne olacak? Yarın ben orada nasıl hesap vereceğim?
— Önce sana bir şey sorayım, ahirette senin hesabını annen mi, baban mı, yoksa Allahü teâlâ mı görsün?
— Hocam, ne kadar yaramaz da olsam, annem beni ateşe atamaz. Babam da hiç kıyamaz.
— O zaman hiç korkma! Elbette hesabı Rabbimiz görecek; ama bunların hepsinin sana olan merhameti şefkati, Cenâb-ı Hakkın merhamet ve şefkat deryasının bir parçasıdır. Annenin şefkati Cenab-ı Allah’ın şefkatinden bir zerredir. Babanınki de öyle...