A B C D E F G H İ K L M N Ö R S Ş T U Ü V Y Z

- Ş -

321 — ŞABİ: Ebu Amr Amir, Tabiinin büyüklerindendir. Kufe’nin en büyük âlimi idi. İmam-ı a’zamın hocalarındandır. Hicri 20. senesinde Basra’da doğup, 104 [m. 723] de Kufe’de vefat etti. El-Kifaye kitabı meşhurdur.

322 —
ŞAFİİ: İmam-ı Ebu Abdullah Muhammed bin İdris’in dedesinin dedesi Şafi, Kureyş kabilesinden ve Eshab-ı kiramdan olduğu için, Şafii adı ile meşhur olmuştur. Şafiin dedesinin dedesi de Haşim bin Abdi Menafdır. Büyük müctehid ve mezhep reisidir. Hicri 150. senesinde Gazze’de doğup, 204 [m. 820] de Mısır’da vefat etti. Kurafe kabristanındadır. İki yaşında Medine’ye götürüldü. İmam-ı Malikten okudu. Yedi yaşında hafız oldu. Hadis, fıkıh, lügat ve edebiyatta çok yükseldi. Vera, takva ve salahda eşi yok idi. İmam-ı Ahmedin hocasıdır. [195] de Bağdat’a, [197] de Mekke’ye, [199] da Mısır’a geldi. Üsuli fıkıh ilmini ilk yazandır. Hadisde Sünen ve Müsnedi, fıkıhda Kitab-ül-ümmü çok kıymetlidir. [Geniş bilgi için Büyük Âlimlerin Hayatı maddesine bakınız.]

323 —
ŞAH VELİYYULLAH-I DEHLEVİ: Ahmed bin Abdurrahim, 1702 de Delhi’de doğup, 1762 de Delhi’de vefat etti. Babası, Hazret-i Ömer, validesi Hazret-i Ali soyundandır. Mevdudinin yazdığı gibi, mezhepsiz değildir. Ehl-i sünnet âlimi idi. Faideli Bilgiler kitabına bakınız! Büyük Veli, Mazheri Can-ı Canan buyurdu ki, Şah Veliyyullah derin hadis âlimidir. Marifet esrarının tahkikinde ve ilmin inceliklerini bildirmekte, yeni bir çığır açmıştır. Bütün bu bilgileri ve üstünlükleri ile birlikte, doğru yolun âlimlerindendir. Çok kitap yazdı. Eserleri Pakistan’da yeniden basılmaktadır. Şiilere karşı Kurretül ayneyn fi tafdili şeyhayn ve İzale-tül hafa an hilafetil-hulefa kitaplarından birincisi türkçe kısaltılarak Müslümanların iki gözbebeği adı ile Eshab-ı kiram kitabının içinde, 1974 de İstanbul'da neşir edilmiştir.

Şah Veliyyullah-ı Dehlevinin dört oğlu oldu. Birincisi, Şah AbdulAziz [1745-1824] dir.. Bunun kızının oğlu Muhammed İshak bin Muhammed Efdal, Nezir Hüseyin Dehlevinin hocasıdır. 1262 [m. 1845]. Mesaili erbain kitabı, vehhabi olduğunu gösteriyor. Şah Refiuddin 1750-1818 ile Şah Abdulkadir vefatı 1815 de büyük âlim idiler. Dördüncü oğlu Şah Abdulgani vefatı 1812 genç iken vefat etti. Bunun oğlu Şah İsmail 1781 de Delhi’de doğdu. Büyük Ehl-i sünnet âlimi olan dedesinin yolundan ayrılarak vehhabi oldu. Vehhabilik inançlarının Hindistan’da yayılmasına önderlik yaptı. Bu fitnenin başı olan Muhammed bin Abdulvehhab-ı Necdinin Kitab-üt-tevhidini urdu diline tercüme ederek Takviyet-ül iman ismi ile bastırdı. Böylece, vehhabiliğin Hindistan’da yayılmasına önayak oldu. 1976 da Pakistan’da, farisiye tercüme edilip, Takvim-ül beyan ismi ile bastırıldı. Sırat-ı müstekim ve başka kitaplar da neşir etti ise de, Ehl-i sünnet âlimlerinin reddiyyeleri karşısında, 1828 senesinde Pişavur şehrine kaçtı. Müslümanlara önder olmak düşüncesi ile, orada Sih Sikhslere cihad ilan etti. Çok Müslümanın telef olmasına sebep oldu. Kendisi de bu harpte, 1831 tarihinde öldürüldü. Dedesinin şöhretine aldanarak, bunun tuzağına düşmüş olanlardan Abdullah-ı Gaznevi ve Nezir Hüseyin Dehlevi ve Muhammed Sıddık Hasen han Pühüvali ve Reşid Ahmed Kenkühi ve Diyobend şehrindeki medresenin bazı hocaları, vehhabiliğe kendi düşüncelerini de karıştırıp, kitaplar neşir ederek, Hindistan’da vehhabilik ismi altında, yeni bir çığır açtılar. Vehhabiler, İslamiyet'i içerden yıkmak için ve sapık düşüncelerini bütün İslam memleketlerine yaymak için, şimdi Rabıtat-ül-âlemil İslami teşkilatı tesis ettiler. Her memlekette, bilhassa Afrika’da cahil din adamlarını aldatarak satın alıyorlar. Bu din adamları, bunların sapık kitaplarını kendi dillerine tercüme edip parasız dağıtıyorlar. Böylece, İslamiyet'in kalesi olan, Ehl-i sünnet mezhebini içerden yıkmaya çalışarak İslam düşmanlarının ekmeklerine yağ sürüyorlar.

324 —
ŞEKER-GENC: Feridüddin Mesud Genci şeker, Hindistan’daki Çeştiyye Evliyasındandır. 1173 de Delhi’de doğup, 1265 de Mültan’da vefat etti. Kutbeddini Bahtiyarın talebesi ve Nizamüddini Evliyanın üstadıdır. Bahtiyar Üşi, 1234 de Delhi’de vefat etti. Ağzına aldığı taş, toprak, çömlek parçaları şeker gibi tatlı olurmuş. Bunun için, Şeker hazinesi demek olan Genci şeker adı ile meşhur olmuştur. Farisi Rahat-ül-kulub ve Fevaid-üs-salikin kitapları ve başka eserleri ve kerametleri bilinmektedir. 1646 senesinde yazılıp 1913 de Lüknov şehrinde basılmış olan Siyer-ül-Evliya kitabında hal tercümesi farisi olarak uzun yazılıdır. Mültan şeyhı adı ile her sene, Muharremin beşinde kabri ziyaret edilmektedir.

325 —
ŞEMSÜDDİN SAMİ: 1850 de Arnavutlukta doğup, 1904 de İstanbul'da vefat etti. Erenköydedir. Fransızcadan türkceye resmli lügat kitabı ve altı cilt Kamus-ül-alamı basılmıştır.

326 —
ŞEMSÜDDİN TİMURTAŞİ: Şemsüddin Muhammed bin Abdullah Gazzi, Hanefi fıkıh âlimlerindendir. 1595 de Gazzede vefat etti. Tenvir-ül-ebsar kitabı ile Kenz ve Vikaye ve Minah-ul-gaffar adını verdiği Tenvir-ül-ebsar şerhleri meşhurdur. Gazze, Filistin’dedir. Haşim bin Abdi Menaf oradadır.

327 —
ŞEMS-İ TEBRİZİ: Mevlana Muhammed bin Ali, ilk mektebe giderken Resulullahın aşkından, yemez, içmez olmuştu. Ebu Bekri Kermaniden ve Baba Kemali Cündiden de feyiz aldı. Baba Kemalin yanında şeyh Fahreddini Iraki de yetişmekte idi. Şeyh Fahreddin, her keşif ve halini, şiirler halinde, Baba Kemale bildirirdi. Baba Kemal, Şemseddine, Sana bu esrardan ve hakikatlerden bir şey hasıl olmuyor mu? Neden hiç söylemiyorsun? dedi. Ondan daha çok oluyor. Fakat, ben onun gibi şiir söyleyemiyorum dedi. Baba Kemal buyurdu ki, Allahü teâlâ, sana öyle bir arkadaş ihsan eder ki, o senin adına her marifet ve hakikatleri söyler buyurdu.

1244 de Konya’ya geldi. Şekerrizan hanına yerleşti. Celaleddini Rumi talebesi ile geçerken karşılaştılar. Celaleddine Resulullah ile Bayezidin derecelerini sordu. Aldığı cevaplardan bayıldı. Bir gün, Mevlana havz kenarında idi. Yanında kitaplar vardı. Şemseddin gelip, kitapları sordu. Sen bunları anlamazsın dedi. Şemseddin kitapları suya attı. Mevlana, ah babamın bulunmaz yazıları gitti, diyerek çok üzüldü. Şemseddin elini uzatıp herbirini aldı. Hiçbiri ıslanmamış görüldü. Mevlana Bu nasıl iştir? dedi. Bu zevk ve haldir. Sen anlamazsın buyurdu. Bir kâfir, Allah nerede, kendisi ve bulunduğu yer bilinmeyen şey yok demektir. O halde Allah yoktur dedi. Şeyh hazretleri, elindeki kerpiçi kâfirin başına attı. Başı çok acıdı. Seni mahkemeye vereceğim dedi. Ağrıyı ve başının neresinde olduğunu göster, sana hak vereyim buyurdu. Kâfir bunları gösteremeyince, Allah’ın var olduğuna inandım deyip, Müslüman oldu. 1247 de, bir gece Mevlana ile otururken, yedi kişi gelip dışarı çağırdılar ve şehit ettiler.

328 —
ŞEMS-ÜL-EİMME HULVANİ: Abdulaziz bin Ahmed, Hanefi fıkıh âlimidir. 1064 de Buhara’da vefat etti. Muhammed Şeybaninin Camiul-kebir ve Siyer-ül-kebirini şerh etmiş, Nevadir, Mebsut, Vakıat ve başka kitaplar yazmıştır.

329 —
ŞERNBLALİ: Ebül-İhlas Hasen bin Ammar Şernblali, Hanefi fıkıh âlimidir. Şürnblali de denir. Camiul-ezherde müderris idi. Camiul-ezher, Mısır’da Fatımiler zamanında hicri 361 de yapılan cami olup, medrese olarak kullanılmaktadır. 1586 da doğup, 1658 de Mısır’da vefat etti. Nur-ülizah ve bunun şerhi olan İmdad-ül-Fettah veya Merakıl-felah isimlerindeki kitabı ve kelam ilminde Merak-ıs-seade kitabı ve Dürer haşiyesi çok kıymetlidir.

330 —
ŞEVKİ: Behailik dinsizliğini yaymaya uğraşanlardan biridir. Babası Abdulbeha Abbas 1921 de Hayfada öleceği zaman büyük oğlu Şevkiyı, ilahi emrin reisi olarak ruhani reis ve Behailiğin açıklayıcısı tayin etti. Şevki, 1897 de Akkada doğdu. Oksford üniversitesinde okudu. Amerikalı bir kızla evlendi. Her yerde Behai teşkilatının ve mabedlerinin kurulmasına çalıştı. 1957 de Londra’da öldü.

331 —
ŞEYH TACEDDİN BİN ZEKERİYYA: Hindistan asilzadelerinden idi. Hace Muhammed Bakibillah Maveraünnehir seferinden dönüp irşada başlayınca, sohbetine koştu. Tevazu ve insafına karşılık teveccühe ve hususi ve mahrem halvetlere kavuştu. Kemale erdi. İcazet aldı. Hazret-i Hace vefat edince, şeyh Tac, şaşkına döndü. Seyahate çıktı. Hacca gitti. Hicaz’da çok kimselere nasihat etti. Mekke âlimlerinden Ahmed ibni Allan, Reşehat kitabını arabiye tercüme etmişti. Şeyh Tacın sohbeti ile şereflendi. Kemale erdi. 1621 senesinde vefat etti. Şeyh Taceddin, arabi olarak çeşitli kitap yazdı. Tasavvuf büyüklerinin farisi kitaplarını arabiye çevirdi. Bu büyüklere dil uzatan din adamlarına, güzel cevap yazdı. Reşehat ve Nefehatı arabiye tercüme etti. 1641 de vefat etti.

332 — ŞEYHZADE MUHAMMED
: Muhammed bin Mustafa, Hanefi âlimlerindendir. Müderris idi. 1544 de vefat etti. Beydavinin Envar-üt-tenzil tefsirine haşiyesi çok kıymetli olup, 1888 senesinde İstanbul'da matbaai Osmaniyyede basılmış ve Hakikat Kitabevi tarafından, dört cüz halinde bastırılmıştır. Kaside-i bürde, Meşarık ve Vikaye şerhleri meşhurdur. Babası şeyh Mustafa Müslihuddin efendi, Bayezidi Veli zamanı meşayıhından olup, Abdullah-i ilahinin halifesi idi ve Hırka-i şerifte Müslih-uddin mescidini yaptırmıştır. Buna Tahta minareli mescid de denir. Kabri, camiinin yanındadır.

333 —
ŞİHABÜDDİN-İ SÜHREVERDİ: Ebu Hafs Ömer bin Muhammed, Şafii fıkıh âlimi ve Sôfiyyei aliyyedendir. Ebu Bekri Sıddıkın soyundandır. 1145 de doğup, 1234 de, Bağdat’ta vefat etti. Ebu Necib Sühreverdinin halifesidir. Abdulkadir-i Geylaninin sohbeti ile şereflenip kemale erdi. Kitapları arasında Avarif-ül-mearif kitabı Beyrut’ta Mektep-üt-ticari kitabevinde satılmaktadır. Ayrıca Beyrut’ta Dar-ül-marife tarafından bastırılan İhya-ül-ulum beşinci cildine de ilave edilmiştir. Tasavvuf bilgilerini çok iyi bildirmektedir. Şihabeddin Yahya bin Hüseyin Sühreverdi başka olup, felsefeye bağlanmıştı. 1189 da, Salahaddini Eyyubinin emri ile Haleb’de katledildi.

334 —
ŞİHRİSTANİ: Ebül Feth Muhammed bin Abdulkerim, fıkıh ve kelam âlimidir. 1086 da Horasanda doğup, 1154 de Bağdat’ta vefat etti. Eşari idi. Yetmişüç İslam fırkasını geniş anlatan Milel-nihal kitabı 1660 senesinde vefat eden Nuh bin Mustafa tarafından Mısır’da türkceye tercüme edildiği gibi, çeşitli Avrupa dillerine de çevrilmiştir. Arabisi Beyrut’ta Mektep-üt-ticaride satılmaktadır.

335 —
ŞÜREYH KADİ: Ebu Ümeyye bin Hars, Tabiinin büyüklerindendir. Kırk yaşında iken Hazret-i Ömer tarafından Kufe’ye kadı [hakim] yapıldı. Hazret-i Ali halife iken, bunun karşısında, bir zimmi Yahudi ile muhakeme edilmişti. Çok adil idi. Fıkıhda ve tecrübi ilimlerde çok bilgisi vardı. Hicri 79 [m. 698] senesinde, yüzyirmi yaşında vefat etti. Babasının adı Hani idi. Elçi olarak Medine’ye gelmişti. Resulullahı görünce, Müslüman oldu. Resulullah, buna Ebu Şüreyh diye soy adı verdi. Kadi Şüreyk başkadır.