Günün Sohbeti

İctihad edenler kendi ictihadına uymak mecburiyetindedir

Sual: İctihad makamına varmış bulunan yüksek kimseler, kendi ictihadlarına göre hareket etmek mecburiyetinde midir?

Cevap: İctihad makamına varmış bulunan yüksek kimseler, kendi ictihadlarına göre hareket etmek mecburiyetindedir. Başka müctehidlerin ictihadlarına tâbi olamazlar. Hatta Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vesselâm” zamanlarında da, sahâbîlerden biri, kendi Peygamberinin ictihadına uymayan ictihadda bulunursa, kendi ictihadına göre hareket ederdi. Burada bir sual sorulabilir. Peygamberler de “aleyhimüssalevâtü vesselâm” ictihad eder mi idi? Evet, onlar da, Allahü teâlânın açıkça bildirmediği emirleri, açık bildirilmiş olan emirlere kıyas ederek, benzeterek ictihad ederlerdi. Fakat ictihadlarda hata edip yanılmak ihtimâli olduğundan, ictihadlarında hata ederlerse, Allahü teâlâ, derhal Cebrâîl aleyhisselâmı göndererek, hataları vahiy ile düzeltilirdi. Yani Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vesselâm” İctihadları hatalı kalmazdı. Meselâ, Bedir gazasında alınan esirlere yapılacak şey için, Server-i âlem “sallallahü aleyhi ve sellem” bazı Sahâbe-i kiram ile birlikte bir türlü, Ömer “radıyallahü anh” ise, başka türlü ictihad etmişlerdi. Sonra, âyet-i kerime gelerek, Allahü teâlâ, imâm-ı Ömer’in “radıyallahü anh” ictihadının doğru olduğunu bildirdi. Bunun gibi (Abese) sûresi de, bir ictihad hatasını düzeltmek için nâzil olmuştu. [Tefsîr-i Hüseyn Kâşifî.] Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” vefatları sırasında, hokka ve kalem hakkındaki emirlerinin anlaşılmasında hazret-i Ömer’in “radıyallahü anh” ictihadı, yine böyledir. (Eshâb-ı Kirâm s. 52)

 

Osman Ünlü hocanın Türkiye Gazetesi'nde bugün yayımlanan makalesi için tıklayınız...