Söz taşımak (Nemime)

Sual: Söz taşımanın dindeki yeri nedir?
CEVAP
Doğru olarak söz taşımak da nemime [kovuculuk] olur. Yalan katılırsa iftira da olur. Kovuculuk günahtır. Ahirette cezası ağır olduğu gibi, dünyada da insanların aralarının açılmasına sebep olur. Onun için "Taş taşı da, söz taşıma" derler. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hasetçi, kovucu ve falcı benden değildir.) [Taberani]

(En kötünüz, söz taşıyan, dostların arasını bozan ve ayıp araştırandır.) [Taberani]

(Kovuculuk yapan melundur.) [İ.Maverdi]

(Söz taşıyan helalzade değildir.) [Hakim]

(Söz taşıyan, veled-i zina veya zina karışıklığı bulunan soysuz kimsedir.) [Beyheki]

(Kovucu, kıyamette maymun suretinde haşrolunur.) [R.Nasıhin]

(Söz taşıyan Cennete girmez.) [Buhari]

Bu hadis-i şeriflerde geçen (Cennete giremez), (Benden değil) demek, "Tevbe edip helalleşmeden ölen, cezasını çekmeden Cennete giremez" manasındadır. Eğer affa veya şefaate uğrarsa veya sevapları çok olur, günahlarından fazla gelirse Cennete girer. Değilse, cezasını çeker. Ehl-i sünnet itikadında, günah işleyene kâfir denmez.

Her doğru söylenmez. Laf taşırken doğru söylenmiş olabilir, ama bu doğruyu söylemek de büyük günahtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kovuculuk, kabir azabına sebep olur.) [Beyheki]

(Allahü teâlâ laf taşıyanın kabrinde bir ateş musallat eder. O ateş onu kıyamete kadar yakar.) [Şir’a]

Resulullah efendimiz, iki kabre uğradı. (İkisi de azaptadır. Biri, elbisesini idrardan korumaz, diğeri ise kovucu idi) buyurdu. (Şir’a)

Salih bir zat, kendisine söz getirene dedi ki:
(Bize üç kötülük getirdin. Sevdiğim kimseyi bana düşman etmek istiyorsun. Huzurlu kalbimi karıştırdın. Benim yanımda âdil, iyi biri idin, kendini fâsık, kusurlu yaptın.)

Kovuculuk afetinden kurtulmak için, söz getirene karşı şu altı şeyi yapmak gerekir:
1- Ona inanmamalı. Çünkü söz getiren fâsıktır. (Fâsıka inanılmaz. Sözü ile hareket edilmez. Kovucunun sözlerini kabul etmek, kovuculuktan daha kötüdür) buyurulmuştur.

2- Onu bu münkerden nehyetmeli. Çünkü Allahü teâlâ (Münkerden nehyet) buyurdu. (Lokman 17)

3- Onu sevmemeli! Çünkü söz taşımak günahtır. Günahkâr sevilmez. Onu düşman bilmeli!

4- Söz getirdiği kimseye acaba hakikaten söylemiş mi diye suizanda bulunup da ona kötü gözle bakmamalı! Çünkü suizan haramdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Suizan etmeyin! Suizan, yanlış karar vermeye sebep olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayın, kusurlarını görmeyin, münakaşa, haset ve düşmanlık etmeyin, birbirinizi çekiştirmeyin, kardeş gibi birbirinizi sevin!) [Müslim]

5- Getirilen sözün doğru olup olmadığını araştırmamalı! Çünkü tecessüsü, günahları araştırmayı, Allahü teâlâ yasak etmiş, (Birbirinizin kusurunu araştırmayın) buyurmuştur. (Hucurat 12)

6- Getirilen söz hakkında kimseye bir şey söylememeli! Eğer söylenirse, başkasının perdesi yırtılmış, günahı meydana çıkarılmış olur. Kusurları gizlemeli, açığa vurmamalı. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Arkadaşının kötülüğünü gizleyenin kusurları, kıyamette gizlenir.) [Taberani]

(Arkadaşının aybını görmeyip gizleyen, Cennete gider.) [Taberani]

(Arkadaşının aybını açığa vuranın aybı açığa çıkar. Hatta evinde bile rezil olur.) [İbni Mace]

(Müslümanın aybını araştıran, ona kötülük etmiş olur.) [Ebu Davud]

(Birini tevbe ettiği günahtan dolayı ayıplayan, aynı günaha maruz kalmadan ölmez.) [Tirmizi]

Görüldüğü gibi söz taşıyan kaç tane farzı terk ediyor ve kaç tane haram işlemiş oluyor.

Sual: Bir arkadaş benim aleyhimde konuşmuş. Başka arkadaş da, benim iyiliğim için, konuşulanları bana anlattı. Arkadaşın yalan söyleyeceğinden şüphe etmiyorum. Fakat belki yanlış anladığı yer olma ihtimalini düşünerek, araştırdıktan sonra tedbir almam uygun olur mu?
CEVAP
Size bunu nakleden arkadaş, söz taşımış, kovuculuk yapmış, yani haram işlemiştir. Siz de bunu dinleyip kabul etmişseniz, günaha ortak olmuşsunuzdur. Koğuculuk, umumiyetle birinin aleyhinde konuşulanları ona aynen ulaştırmak demektir. Gıybete benzeyen tarafı da vardır. Bir kimsenin hoşa gitmeyen şeyini başkasına açıklamaya da söz taşımak denir. Söz taşımak, büyük günahlardandır. Söz taşımaya nemmamlık, kovuculuk denir. Tevbe etmeli, bir daha nemmamlıktan [söz taşımaktan] sakınmalıdır!

Söz taşıyan hizmetçi
Adamın biri hizmetçi alırken kötü huyu olup olmadığını sordu. (Biraz kovucudur) dediler. (Mühim değil) diyerek hizmetçiyi aldı.

Hizmetçi, evin hanımına, (Ben çok tecrübeliyim. İnsanların gözünden anlarım. Efendin seni sevmiyor. Başkasında gözü var. Eğer uyurken çenesinin altından birkaç kıl kesip getirirsen, büyücülüğü bildiğim için, sana bir şeyler öğretirim. O zaman efendin seni çok sever, gözü dışarıda olmaz) dedi.

Hizmetçi, kadının efendisine de, (Hanımının gözü dışarıdadır. Seni sevmiyor, hatta öldürmek istiyor) dediyse de adam, (Hanımımı tanırım. Öyle bir şey düşünmez) dedi. Fakat hizmetçi, (Tecrübesi bedavadır. Çok yorgunum de, uyur gibi yap. Seni kesmeye gelirse, sözümün doğru olduğunu anlarsın) dedi.

Adam uyur numarası yaptı. Kadın elinde ustura ile yavaşça geldi. Çenesinin altına elini uzatınca, hanımının kendisini öldüreceğine inanıp kadını öldürdü.

Hizmetçi, kadının akrabalarına haberi ulaştırınca, akrabaları, bu adamı öldürdü. Adamın akrabalarına haber gidince, onlar da bunları öldürmeye başladı. Çok kan döküldü.

Müslümanlar arasında söz taşımak
Sual: Müslümanlar arasında söz taşımak, yalan söylemek, iftira etmek, Müslümanların gizli kusurlarını açığa çıkarmak da günah değil midir?
Cevap:
Bu konuda Mektûbât-ı Ma'sûmiyye kitabında deniyor ki:
“Nemime, yani Müslümanlar arasında söz taşımamalıdır. Bu günahı işleyenlere çeşitli azaplar yapılacağı bildirilmiştir. Yalan söylemek ve iftira etmek de haramdır, sakınmak lazımdır. Bu iki fenalık, her dinde de haram idi. Cezaları çok ağırdır. Müslümanların ayıplarını örtmek, gizli günahlarını yaymamak ve kusurlarını affetmek çok sevaptır. Küçüklere, emri altında bulunanlara, zevceye, çocuklara, talebeye, askere, fakirlere merhamet etmelidir. Kusurlarını yüzlerine vurmamalıdır. Olur olmaz sebeplerle o zavallıları incitmemeli, dövmemeli ve sövmemelidir. Hiç kimsenin dinine, malına, canına, şerefine, namusuna saldırmamalı, herkese ve devlete olan borçları ödemelidir. Rüşvet almak ve vermek haramdır. Yalnız zalimin zulmünden kurtulmak için ve ikrah, zorla tehdit edilince vermek rüşvet olmaz. Fakat, bunu almak da haram olur. Herkes, kendi kusurlarını görmeli, Allahü teâlâya karşı yaptığı kabahatleri düşünmelidir. Allahü teâlânın, kendisine ceza vermekte acele etmediğini, rızkını kesmediğini bilmelidir. Ananın, babanın, devletin, İslâmiyete uygun emirlerine itaat etmeli, uygun olmayanlara isyan etmemeli, karşı gelmemeli, fitneye sebep olmamalıdır.”