Sermayeyi kurtarmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
(Yâ Resulallah, dünya ile âhiret arasındaki mesafe ne kadardır?) diye soran olmuştu. Peygamber efendimiz, (Göz açıp kapayıncaya kadar yakındır) buyurmuştu.

Allahü teâlâ her türlü imkânı vermiş. İki büyük ilaç var. Biri küfürden yani sonsuz Cehennemden kurtarır, biri de her çeşit beladan kurtarır. Bu ilacın birincisi Kelime-i tevhiddir. Bunu ihlâsla söyleyen sonsuz yanmaktan kurtulur. İkincisi de tevbe ve istigfardır, hem hastalıktan, hem beladan kurtarır. Bunlar ne büyük nimettir. Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki:
(Kim Allah lafzını tekrar ederse, onun istifadesi çok olur. Çünkü bu kelime çok faydalı bir ilaçtır. İster mümin, ister kâfir olsun, kim Allah derse, dünyada ferahlık bulur, inanarak söyleyen ise, sonsuz saadete kavuşur.)

Sıcak bir ağustos günü, garibin biri bakar ki, bazıları dağdan buz getirip pazarda satıyor, bu da dağa gider, bütün parasıyla birkaç kalıp buz alır, çuvala sarıp Bağdat’a, pazara getirir. Buz diye bağırır, fakat ne gariptir ki, bundan buz alan çıkmaz. Tabiî zamanla sıcakta buz erimeye başlayınca, (Ne olur buz alın, ben fakirim, sermayem eriyip gidiyor, sermayemi kaybediyorum) diye bağırır. Tam o sırada, Cüneyd-i Bağdadi hazretleri, bu garibin feryadını duyunca, hemen gidip yanına oturur. Talebeler telaş içinde, Hiçbir şey soramadan, ne oldu acaba diyerek, onlar da edeple hocalarının yanına otururlar. O garibin, yalvararak bağırmasını dinlerler. Talebeleri, (Efendim bir şey mi oldu, merak ettik) derler. (Dinleyin bakın, bu garip ne diyor?) buyurur. Talebeleri, (“Ne olur buz alın, sermayem eriyip gidiyor” diyor. Bundan bir şey anlamadık) diye sorarlar. Cüneyd-i Bağdadi hazretleri buyuruyor ki:
(Onun sermayesi buz, bizim sermayemiz de ömrümüzdür. O, buzu satarsa, aldığı parayla sermayesini kurtaracak, biz de ömrümüzü değerlendirirsek sermayemizi kurtaracağız. Onun buzu eriyor, boşa gidiyor, bizim de ömrümüz geçiyor, boşa gidiyor. Buz gibi erimeye devam eden ömür, bir gün aniden eriyip bitecek. Kendimize gelelim, ömrümüzü boşa harcamayalım, kıymetlendirelim, sermayemizi kurtaralım!)