Hükümler uyuşmazsa
Sual: Ehl-i sünnet olarak bildiğimiz bir hoca, (Kur’anla hadisin birbirine uymadığı görülürse, hadisle amel edilir. Hadisle mezhebimizin hükmünün birbirine uymadığı görülürse, mezhebimizin hükmüne uyulur) diyor. Bu görüş, bize ters geldi. Allah'ın kelamı hadislerden, hadisler ise mezheplerden önce gelmez mi?
CEVAP
Bunun öncelikle alakası yoktur. O hoca doğru söylemiş. Biz, âyet-i kerimelerden ve hadis-i şeriflerden hüküm çıkaramayız. Mezhebimiz, o konuyu nasıl bildirmişse ona uyarız.
Hadisler, Kur'ana zıt, olmadığı gibi, mezhebimizin hükmü de, hadislere zıt olmaz. Üçünü ayrı kabul etmek yanlış olur. Kur'an ve Sünnet'ten kendi anladığımıza değil, mezhep imamımızın anladığına uymalıyız. Üç örnek verelim:
1- Kur'an-ı kerimde, Nur sûresinin, (Zina eden ancak zina edenle evlenir) mealindeki 3. âyetini okuyan bazıları, (Yalnız Kur'an) diyen mezhepsizlerin etkisinde kalarak, (Zina etmişsek, zina edenle evlenmek zorunda mıyız?) diye soruyorlar. Peygamber efendimiz, bu konuda ne bildirmiş? Mezhep imamlarımız nasıl açıklamış? Bunları bilmeden cevap verilemez. Dinimizde delil, tek değil, dörttür. Dördüncü delilde buyuruluyor ki:
Dört mezhepte de, zina eden, zina etmeyenle ve zina etmeyen, zina edenle evlenebilir. (Ebu Bekr Râzi el-Cessâs)
2- Kur'an-ı kerimde, (Zekât sekiz sınıfa verilir) diyor. (Tevbe 60)
8 sınıftan biri, kalbleri İslâmiyet'e ısınması istenen kâfirlerdir. Bu hüküm nesh edilmiş ki, dört mezhebin hiçbirinde kâfire zekât verilmez. (Hindiyye)
3- Maide sûresinin 3. âyetinde, boğazlanmadan kesilen hayvanların leş olduğu ve kan içmenin haram olduğu bildiriliyor. Bu âyete bakan bazı cahiller, (Balığın başı kesilmeden ölürse yenmez) dedikleri gibi, (Kan haram olduğu için dalak yemek de haramdır) diyorlar. Hâlbuki dört mezhepte de, dalak yemek haram değildir. Balık boğazlanmaz, yani başı kesilmez. (Redd-ül muhtar)
Bir de hadis-i şeriften örnek: (Ateşte ısınmış bir şeyi yiyip içmek abdesti bozar.) [Müslim, Tirmizî, Nesaî]
Hâlbuki dört mezhebin hiçbirinde, ateşte ısınmış bir şeyi yiyip içmek abdesti bozmaz. Burada hadis-i şerife değil, mezhebimizin hükmüne uymaktayız. Çünkü biz hadis-i şerifteki maksadı anlayamayız. Mezhebimizin âlimleri, o hadis-i şerifteki maksadı anlıyorlar. Biz de kendi anladığımıza değil, mezhebimizin bildirdiğine uyarız.