Cenneti satın almak!
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Peygamber efendimiz, (Müminin aldığı değil, verdiği mal kendisinindir) buyuruyor. Herkes, kabirde bir hiçtir, ölünce, bir kefenle toprağa gömülür. İsmi de, cismi de hiç olur. Dünya için kazandıkları dünyada kalır. Âhiret için ne kazanmışsa, önceden ne göndermişse, hepsi kendine kalır.
Peki, ömrünü, dünya uğruna, bir hiç için harcayan insanın değeri nedir? Elbette hiçtir. Eğer âhireti için harcamışsa, onun değeri, o gün yani ölünce belli olur. Herkes için gerçek hayat, ölünce başlar.
Çok fakir biri, bir gün Musa aleyhisselama, (Yâ Musa, yıllarca ibadet ediyorum, fakat fakirlikten ölüyorum, Cenab-ı Hakk’a arz et de, bana çok para versin! Dünyamı mamur edeyim) der. Musa aleyhisselam, Tur-i Sina’da Cenab-ı Hakk’a arz eder. Allahü teâlâ, (O kuluma sor! Zenginliği dünyada mı vereyim, âhirette mi vereyim?) buyurur. Musa aleyhisselam, gelip fakire sorar. Fakir de, (Ben dünyada istiyorum) der. Musa aleyhisselam, (Üç günlük dünyayı ne yapacaksın, hepsini bir gün bırakıp gideceksin, sen âhireti iste, orası ebedîdir, dünyada istemekten vazgeç!) diye ikaz ederse de, fakir, (Bunu tercih bana verildiğine göre, dünyada isterim) der. Musa aleyhisselam da, (Sen bilirsin) der. Tur dağına gidince, (Yâ Rabbi, bildiğin gibi, o fakir, dünyada istiyor) der. Cenab-ı Hak da, (Madem öyle istiyor, ben de veririm) buyurur.
Fakir, kısa zamanda çok zengin olur, parasının haddi hesabı olmaz. Parasını hep hayırlı işlere harcar. Verdikçe parası artar. Ne kadar çok verirse, o kadar çok parası olur. Nerede bir fakir var, ona yardım eder. Nerede borçlu var, onun borcunu öder. Yetimlere sahip çıkar. Onları sevindirir. Evi olmayanlara ev alır, evlenenlere yardım eder. Kendisine bir şey ayırmaz, ne varsa dağıtır.
Zaman gelir, o da vefat eder. Musa aleyhisselam, rüyasında onu, Cennette uçsuz bucaksız muazzam köşkler içinde görür. Hikmetini merak edip, (Yâ Rabbi, bu kulun dünyada istedi, sen de verdin. Âhiretteki köşklere nasıl sahip oldu?) diye sorar. Allahü teâlâ buyurur ki:
(Evet, o dünyada istedi, ben de verdim. Bu köşkleri parasıyla satın aldı. Benim verdiğim bütün paraları buraya harcadı. O, dünyada köşk almadı, dünyada mal mülk sahibi olmadı. Ona verdiğim bütün imkânları, benim rızam için, benim kullarıma, benim sevdiklerime dağıttı, Cenneti ve köşkleri hak etti.)