Tevbe istigfar etmek
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Kur’an-ı kerimde Nasr suresinde mealen, (Eğer siz Allahü teâlâya tevbe istigfar ederseniz mutlaka onu affedici bulursunuz) buyuruluyor.
Dıhye-i Kelbî hazretleri, daha Müslüman olmadan önce, yüksek ahlak sahibiydi, cömertti, çok da güzeldi. Peygamber efendimizi seviyor, sohbetlerine de geliyordu, fakat Peygamber efendimiz tarafından Müslümanlık teklif edildiği zaman, (İnşallah o zaman da gelir, ben zaten sizi seviyorum) derdi. Bir gün kendisi gelip, (Müslüman olmak istiyorum) dedi. Orada bir bayram havası esti. Peygamber efendimiz ve Eshab-ı kiram çok sevindiler. Kelime-i şehadet getirirken hüngür hüngür ağlamaya başladı. Resulullah efendimiz, niçin ağladığını sordu.
- Ya Resulallah, ben çok büyük günah işledim, acaba Allah benim bu günahımı affeder mi?
- Günahın nedir?
- Ben kız çocuğumu diri diri gömmüştüm, onun ağlaması gözümün önüne geldi.
O anda, Cebrail aleyhisselam geldi ve Allahü teâlânın, (O daha “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulullah” derken, kızını öldürme günahı dâhil, bütün günahlarını affettim) buyurduğunu bildirdi. Peygamber efendimiz Eshab-ı kirama dönüp buyurdu ki:
(Bu kardeşiniz bir defa “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulullah” demekle affa uğradığına göre, bunu tekrar tekrar söyleyenler elbette affolur. Ancak bunun iki şartı vardır:
1- Yalan söylememeli. Çünkü müminde, imanla yalan bir arada olmaz.
2- Ne iş yaparsa yapsın, Rabbimizin rızası için yapmalı, ihlâslı olmalı.)
Demek ki Allahü teâlâ, doğru söyleyip ihlâsla amel edenin bütün günahlarını, kelime-i tevhid söylediği anda affediyor.
Kur’an-ı kerimde mealen, (Yunus aleyhisselam, “Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minezzâlimîn” duasını okuyup kurtuldu) buyuruluyor. Peygamber efendimiz de, (Dert bela gelince, Yunus aleyhisselamın bu duasını okuyanı, Allahü teâlâ muhakkak kurtarır) buyuruyor.
(“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm” okumanın 99 faydası vardır. En hafifi, kederi ve sıkıntıyı giderir) hadis-i şerifi bir müjdedir. Çünkü şimdi bizi en çok bunaltan, bu keder ve sıkıntıdır. İmam-ı Rabbani hazretleri, her gün, başında ve sonunda 100 salevat okuyarak, bunu 500 kere okurmuş. Bir kimse, bu büyük zatın kitabında yazılı olduğunu düşünerek okursa, o zat okumuş gibi tesirli olur.