Kıymetli beş nasihat
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Merhum hocamızın, nasihat ve vasiyetlerinden bazıları şöyledir:
1- Kitaplarımızı okuyun! Çünkü onlar bizim şahsımıza ait değil, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarıdır. Onlarda rabbanî tesir vardır. Aynı şeyi biz söylesek, tesir etmez, ama o mübarek zatların kalblerindeki ihlâsın çokluğu sebebiyle, söyledikleri söz ve yazıları kalbe tesir eder. İşin özü kalbe tesir etmektir.
Peygamber efendimiz, (Cuma günü öyle bir zaman vardır ki, o vakit yapılan dua geri çevrilmez) buyuruyor. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri de, (Eğer cuma günü duanın kabul olduğu o saati bilsem, Rabbimden sohbet-i salihîn, sevdiği kullarıyla beraber olmayı isterim) buyurmuştur. Çünkü bütün üstünlük, bütün faziletler onların sohbetindedir. Onların sohbeti ele geçti mi, her şey ele geçti demektir. Allah’ın sevgili kullarını arayıp da bulmak çok zordur. Ancak şimdi elimizde onların kitapları vardır. İşte Seadet-i Ebediyye ve diğer kitaplarımız, Allahü teâlânın sevdiği kullarının yazılarıdır. Bu yüzden de çok kıymetlidir. Eğer kitaplarımızda bize ait birkaç satır olsaydı, pırlantaların arasına cam parçalarını karıştırmış olurduk. O zaman hiç kıymeti kalmazdı. Elhamdülillah bize ait hiçbir yazı yok. Maalesef şimdi herkes aklına geleni yazıyor, bu düşüncelerine, (İslamiyet budur) diyor. Hâlbuki İslamiyet’le alakası yoktur.
2- Kitaplarımızı yayın! Allahü teâlânın dininden taviz vermeden, kendi kafamıza göre değil, âlimlerimizin bildirdiği gibi, Onun dinine hizmet etmeli. Aksi hâlde vebal altında kalırız. Cenab-ı Hak, (Benim dinime neden hizmet etmediniz?) derse, ne cevap veririz?
3- Birbirinizi sevin, iyi geçinin! Birlik ve beraberlik içinde olun! Çünkü nefsin ve şeytanın gayesi müminlerin arasını açmak, onları bölüp parçalamaktır. Allahü teâlânın rahmeti, birbirini sevenler üzerindedir.
4- Fitneye sebep olmayın! Fitne, adam öldürmekten daha büyük günahtır. Fitne yüzünden tarih boyunca oluk gibi kan aktı. Her millet, her cemiyet, her devlet, içeriden çöktü.
5- Herkese iyilik edin! Mümin kötülük edemez, hep iyilik eder, ama iyilik etmek zorunda değilse de, kötülük yapmamak zorundadır. Hiç kimseye kötülük yapmamalıdır.