Küfre düşmekten sakınmalı
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Küçük günaha devam, büyük günah olur. Büyük günaha devam, küfre götürür. Bir günahı beğenmek veya hafife almak küfür olur. İnsan, küfre, şirke bulaşmadan günah denizinde boğulsa bile, çektiği dünya sıkıntıları, ölüm acısı, kabir ve mahşer sıkıntıları bunların hepsini temizler. Fakat biraz küfür bulaşıklığı varsa, mutlaka Cehenneme girip cezasını çeker, temizlendikten sonra Cennete girer. Onun için imanı gideren işlerden ve sözlerden çok sakınmalıyız. Herhangi bir günahı hafif görmek küfürdür. Haram işleyen değil, küfre giren affolmaz. Âhir zaman, yani bu devir, Müslümanlar için çok tehlikelidir. Zira haramla helâl ayrılamayacak kadar birbirine karışmış, üstelik insanın tabiî yaşayışı hâline gelmiştir. Günahı çekinmeden, sıkılmadan rahatça işliyor. İşte haramı meşru gören, (Bu normaldir, bu zamanda artık böyle olur) diyen, kâfir olur, sonsuz azapta kalır. Allahü teâlâ, (Kâfirleri ebediyen affetmeyeceğim) buyuruyor.
Küfre düşmekten, kâfir olmaktan çok korkmalı. Çünkü (İmansız ölmekten korkmayan imansız ölür) buyuruluyor. Her hâl ve hareketimizde, (Bu iş, bu söz bizi küfre götürür mü, götürmez mi?) diye çok düşünmeliyiz. İslamiyet’le alay eden bir karikatüre, bir resme, bir espriye isteyerek gülen kâfir olur. Onun için Peygamber efendimiz, (Gülerek günah işleyen, ağlayarak Cehenneme gider) buyurmuştur. İman gidince nikâh da gider. O hâlde sabah akşam, küfre düşmekten korunmak, Allahü teâlâya sığınmak için (Allahümme innî ürîdü en üceddidel îmâne vennikâha tecdîden bi-kavli lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah) duasını okumalı. İki şahit yanında okunursa, imanın yanında nikâh da tazelenmiş olur.
İslamiyet, öğrenmek, öğrendiklerini Allah için yapmak ve Allah için başkalarına anlatmak dinidir. Anlatılmazsa vebali büyüktür. Çünkü önce dinimizi öğrenip amel edeceğiz, sonra başkalarına öğreteceğiz. Eğer öğrendiklerimizi kendimiz yapmadan, başkalarına (Siz yapın!) dersek, yanlış olur. Kur’an-ı kerimde, (Yapmadıklarınızı niçin söylersiniz?) buyuruluyor. Onun için ilmiyle âmil olmayanların nasihatleri, bir kulaktan girip ötekinden çıkar. İhlaslı olmadığı, kalbden çıkmadığı için kalblere tesir etmez.