Namaz için üzülmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Eskiden bir vakit camiye, cemaate yetişemeyene, 2-3 gün (Başın sağ olsun) demeye gidilirmiş. (Çok yazık, sen bu cemaati nasıl kaçırdın, bu nimetten, bu sevabdan nasıl mahrum kaldın, iftitah tekbirine nasıl yetişemedin, inşallah bir daha kaçırmazsın) diye onu teselli ederlermiş. Şimdi namaz kılmak mesele oldu, nerede kaldı ki cemaate gidilsin! Zenginin biri, bir gün Peygamber efendimize gelip der ki:
- Ya Resulallah ben mahvoldum!
- Hayırdır inşallah!
- Kervanımı vurdular, soyup soğana çevirdiler, çok perişan hâldeyim.
- Elhamdülillah!
- Ne oldu ya Resulallah? Niye (Elhamdülillah) dediniz?
- Ben de, (Bugün öğle namazının iftitah tekbirini kaçırdım) diyeceksin diye korkmuştum. Bin kervanın vurulsun, ama sen yeter ki iftitah tekbirini kaçırma!

Din kitaplarında, (Namaz vakti geçerken, kılmadığı için üzülmeyenin imanı gider. Üzülünce, yine büyük günah işlese de, hiç olmazsa imanı vardır, üzülmezse, içi yanmazsa küfre girer) deniyor. Günümüzde ise, namaz kılan için, (Şu kişi namaz kılıyormuş) diyorlar. (Namaz kılıyor) demek, (Bu, nefes alıyor demek) gibi bir şey. Nefes alana (Nefes alıyor) denir mi hiç? Namazsız hayat olmaz. Namaz Müslümanın nefesidir. Namaz yoksa, nefes almıyor demektir. Beş vakit namazı severek kılmalı, çocukları da alıştırmalı. Yine bir zat anlatır:
Allahü teâlâya hamd olsun, babam namaza çok dikkat ederdi. 5-6 yaşında beni namaza başlattı. Hattâ bir gece vazifeden gelmişti. Biz 8-9 yaşlarındaydık, kardeşlerimle oynayıp, yorulunca, hepimiz bir tarafta uyuyakalmışız. Babam gelmiş, anneme, (Bunlar namazlarını kıldılar mı?) demiş. Annem de, (Kılmadılar, oynarken uyuyakalmışlar) demiş. Biz babamın bağırmasını duyar duymaz uyandık, o heyecanla, kıbleyi, abdesti düşünemeden hemen namaza durduk. İşte baba böyle olur, yerine göre tatlı sert ikaz ederek mutlaka çocuklarına namaz kıldırır. Ölüm döşeğinde de, son sözü yine (Namaz) olmuştu. Babam, namazın önemini iyi bildiği için şöyle nasihatte bulunmuştu:
(Oğlum, namaz çok önemli. Bu, ne kumandanın, ne valinin ne de benim sözümdür. Bu, Allah’ın emridir. Namaz, Âdem aleyhisselamdan beri, her peygambere, her ümmete emredilmiştir. Eğer üzerinden bir vakit namazın geçerse iki elim yakanda olsun, âhirette affetmem seni. Söz ver!)

Ben de söz verdim. Elhamdülillah, sözümde duruyorum.