Hoca hakkı ödenmez
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Merhum hocamız, (Hayat hayâldir, insan ise âciz demektir) sözünü çok tekrar ederdi. Mesela insanın parmakları olmasa, odundan farkı kalmaz. Hiçbir şey yapamaz. Su içemez, bir yerini bile kaşıyamaz. Vücuttaki her organın, her parçanın ne kadar kıymetli olduğunu iyi anlamalıdır. Hayatın kıymetini ölüler, sağlığın kıymetini hastalar, zenginliğin kıymetini fakirler bilir. Bunlar elde birer emanettir. Emanete riayet etmeyen haindir. Hainler ve münafıklar Cehenneme gideceklerdir.
En büyük emanet, en büyük nimettir. Bu da iman etmektir. İman etmenin, Ehl-i sünnet itikadında olma nimetinin kıymeti çok büyüktür. Ne kadar önemli olduğu âhirette görülecektir. Birinci ölümde vücut ölecek, fakat ruh ölmeyecektir. Beden ölse de, ruh hareket eder, iş yapar. Hattâ Peygamberler mezarlarında namaz kılarlar. Ama ikinci ölümde, yani surun ikinci üflenmesinde melekler ve ruhlar da ölecek, hiçbir canlı kalmayacaktır. İşte hiçbir canlının olmadığı, her şeyin yok olduğu, öldüğü o gün, Allahü teâlâ mealen, (Dünyada kibirlenenler, kendini ilah sananlar, putlara tapanlar, Allah’ı tanımayanlar, bugün sizi kim mahkeme edecek, kim sorgulayacak?) buyuracak. Bundan sonra kahır, yok edici kuvveti ve hikmetiyle iftihar edecek. Sonra, Mümin sûresinde bildirildiği gibi, (Mülk kimindir?) diye soracak. Hiçbir canlı olmadığı için bu soruyu yine kendisi cevaplayacak, (Vahid ve kahhar olan Allah’ındır) buyuracak ve hesap başlayacaktır. Mahşer gününün dehşeti, azabı çok fazla olacaktır. Cehennem azabı ise bundan da şiddetlidir.
Eğer İmam-ı Rabbanî hazretleri gibi büyükleri tanımasaydık, doğru imana kavuşamayacaktık ve o azapları bizler de tadacaktık. Bu yüzden Ehl-i sünnet itikadında olmanın, bu yolun büyüklerini tanımanın sevincinden dolayı kıyamete kadar her gün bayram yapsak, yine azdır. Böyle bir imana kavuşan, çok şanslıdır. Bu imanın ne kadar kıymetli olduğunu, ne kıymet ifade ettiğini, öldükten sonra herkes anlayacaktır. Onun için her şeyin hakkı ödenebilir, ama Ehl-i sünnet itikadını, doğru imanı öğreten yani ebedî saadeti gösteren hocanın hakkı ödenmez.