Dünyaya kıymet vermek
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Dinimizin esası imandır. Bir ağacın gövdesi, dalı ve yaprağı var da, kökü yoksa, o ağaç meyve veremez. Kısa zamanda kurumaya mahkûmdur. Ehl-i sünnet itikadında olmayan da, ne kadar ibadet ederse etsin, faydasını göremez. İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Bir kimse, bin yıl ibadet etse, eğer ibadetini Peygamber efendimize tâbi olarak yapmadıysa, zerre kadar faydasını göremez) buyuruyor.
Allahü teâlânın rızası önemlidir. O kimden razıdır? Allahü teâlâ, İslamiyet’i sevdiği gibi, Müslümanları da, dinimizin emir ve yasaklarına tâbi oldukları için sever; kâfirleri ve kâfirliği ise sevmez.
Müslümanların ve kâfirlerin bir arada bulunduğu bir yerde, Müslümanların zenginliği, mevkii, makamı, itibarı, izzeti ne kadar yüksekse, orada kâfirler o kadar aşağı olur. Ama eğer kâfirlere kıymet verilir de, onlar yükseltilirse, Müslümanlar alçalır. Onun için Allahü teâlâ, cizyeyi emretmiştir. Kâfirler, bu cizye vergisini az vermek hattâ hiç vermemek için, yeni, süslü elbise giyinemezler, zengin görünmekten kaçarlar. Bu vergi sırf onları aşağı tutmak, tahkir etmek için konulmuştur. Onun için bir mümin, eğer bir kâfire ikram ederse, onu överse, Müslümanlara ve İslamiyet’e hakaret etmiş sayılır. Peygamber efendimiz, (Herkes, sevdikleriyle beraber haşrolur) buyuruyor. Allahü teâlâyı sevenler de, Onun sevdiği salih kullarla beraber haşr olur. Küfrü, kâfiri sevenler de, kâfirlerle haşr olur.
Allahü teâlâ, yarattığı günden beri, bir an olsun dünyaya rahmet nazarıyla bakmamıştır. Çünkü dünya, Müslümanları ibadetten alıkoyar. Dünya sevgisi bir kalbe girince, mutlaka o kalbde Müslümanlara karşı soğukluk başlar, hattâ zamanla İslamiyet’ten soğur. Cenab-ı Hak, İslamiyet’i ve Müslümanları sevdiğini, küfrü ve dünyayı sevmediğini bildiriyor. Herkes, sevdiğiyle beraber olmalı. İnsanın kalbi, ne kadar dünyaya meylederse, o kadar dinden uzaklaşır.
Allahü teâlânın, (Kâfirlerle cihad et!) emrine uymak için, önce kâfir olan nefsimizle cihad etmek gerekir. Nefsimizi yendikten sonra, artık cihad etmek, yani İslamiyet’i yaymak ve emr-i maruf yapmak da kolaylaşır.