Anlamak, kalbe nakşetmek demektir
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Peygamber efendimiz, (Faydasız ilimden sana sığınırım yâ Rabbî) diye dua ediyor. Bu dua, (Öğrendiklerimizle amel etmeli, yoksa vebal altında kalırız) demektir. Duyduktan, öğrendikten sonra yapmamak çok tehlikelidir. Çünkü hadis-i şerifte, (Âhirette en şiddetli azap, ilminden istifade etmeyen âlimlere olacak) buyruluyor.
İlim demek, illa yüzlerce kitabı ezberlemek değildir. Çünkü maksat, araba, uçak gibi bir vasıtayla Mekke’ye varmaktır. Bir vasıta ki Kâbe'ye, Mekke’ye götürmüyor, o vasıta ne işe yarar? İlimden maksat da, Allahü teâlânın rızasına kavuşmaktır. Bu maksada ulaşmaya faydası olmayan ilim vebaldir, yanlış bir şey öğrenmişiz demektir. Dolayısıyla işittiğimiz, öğrendiğimiz şeyi yapmak mecburiyetimiz vardır. Peygamber efendimiz, (İşitip öğrendiği hâlde, haramdan sakınmayan, Allah’ın emir ve yasaklarına uymayan, âhirette en şiddetli azabı görecektir) buyuruyor. Çünkü Allahü teâlâ, (Kulum, bunu sen işittin, öğrendin, filan kulum vasıtasıyla ben bunu sana bildirdim. Ne yaptın) buyuracak. Cevap veremeyenin hâli ne olur?
Allah korusun, biraz sıcaksa veya kaynarsa abdest suyuna bile dayanamayız. Cehennem çok dehşetli bir yerdir, hesap günü, çok dehşetli bir gündür. Âhirete dönelim, biraz kendimizle uğraşalım. Niye hep başkasıyla uğraşıyoruz? Biz çok mübarek bir kimse miyiz? Hiç mi hatamız, kusurumuz yok? Niye sağa sola dil uzatıyoruz? Belki de kısa bir zaman sonra öleceğiz. Biz neyi bekliyoruz, neye göre hesap yapıyoruz? Neye güvenerek hayırlı işlerimizi tehir ediyoruz?
Seyyid Abdülhakîm-i Arvasî hazretleri, (Bayezid Camiinde 30 sene imanı anlattım, anlayan 3-5 kişiyi geçmez) buyurmuş. Nasıl oluyor da bu kadar az anlayan çıkıyor? Anlamak, kalbe nakşetmek demektir, imanın kalbe yerleşmesi zordur. Mesela İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Bir kimse Peygamberlerin yaptığı ibadetleri yapsa, fakat üzerinde başkasının bir kuruş hakkı bulunsa, o hakkı ödemedikçe Cennete giremez) buyuruyor. Kul hakkının önemini anlayan bir kimse, ayaklarını uzatıp yatamaz. İnsan şehit olarak vefat edip, Cennetin kapısına kadar gitse bile, eğer üzerinde kul hakkı varsa, ilahi adalet yerini bulmadıkça Cennete giremez.