Bir zındıklık sitesi
Sual: (Yalnız Kur'an) diyen ve Vehhâbîleri de sollayan bir zındıklık sitesinde, (Evliya putu, hiçbir zaman kimsenin yardımına gelmedi! Tüm evliya ve keramet masalları saçmalıktır. Nakşilik, Kadirilik şirktir. Bahattin Nakşibendî ve Abdülkadir Geylânî gibi tarikat şeyhleri ve onların tarikatlarını devam ettirenler müşrik olduğu gibi, Ebu Hanife, İmam Şâfiî ve diğer mezhep imamları ve onlara uyan mezhep mensupları da müşriktir. Tarikat da, mezhep de şirktir) deniyor. Böyle diyenlerin kendileri müşrik olmuyor mu?
CEVAP
Tarikat da, mezhep de yol demektir. Yolun doğrusu da, eğrisi de olur. Mezhepsizlik de, bir yoldur. O zaman şirk olmayan yol yok demektir. Binlerce âlim ve evliya zatların Kur'an-ı kerimden anlayıp çıkardıkları yol şirk olunca, mezhepsizlerin anladıkları niye şirk olmuyor?
Keramete inanmamak, Kur'an-ı kerimdeki âyetlere inanmamaktır. Bu ise, şirk ve zındıklığın daniskasıdır. Mucizeyi de, kerameti de yaratan Allahü teâlâdır. (Allah, evliyaya keramet göstertemez) demek de şirktir.
Kur’an-ı kerimde, Allahü teâlâ tarafından yaratılan kerametleri bildiren âyetlerden bazıları şunlardır:
Hazret-i Süleyman’ın veziri Asaf, iki aylık mesafedeki Belkıs’ın tahtını, göz açıp kapayıncaya kadar kerametle getirdi. Hazret-i Süleyman, (Hâzâ min fadlı Rabbî = Bu Rabbimin bir lütfudur) dedi. (Neml 40) Hazret-i Süleyman’ın veziri peygamber olmadığı hâlde, bu kerameti göstermiştir. Kerameti inkâr etmek bu âyeti, bu olayı inkâr etmek olur. Yani şirk ve zındıklık olur.
Kur'an-ı kerimde bildiriliyor ki, bir zatın sepetindeki pişmiş ölü balık canlandı. (Kehf 63) Bu zatın Hızır olduğunu söyleyen âlimler de vardır. Bu açıkça bir keramettir. Nasıl inkâr edilir?
Hazret-i Meryem peygamber değildi. Kocasız çocuk doğurdu ve mabette yaşar, yiyecekleri, kerametle hep yanında hazır olurdu. Bir âyet-i kerime meali:
(Hurma dalını kendine doğru silkele, taze hurma dökülsün.) [Meryem 25]
Hazret-i Zekeriya, Hazret-i Meryem’in yanında taze meyveleri görünce hayret ederdi. Bir âyet-i kerime meali:
(Rabbi Meryem'e hüsnü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya, onun yanına, mabede her girişinde orada bir rızık görür, "Ey Meryem, bunlar sana nereden geliyor?" der, o da: “Bunlar, Allah tarafından” diye cevap verirdi.) [Âl-i İmran 37]
Hazret-i Meryem validemizin bu kerametleri nasıl inkâr edilir? Hangi mezhepsize taze rızıklar geliyor ki?
Eshab-ı Kehf denilen sâlih kimseler, yiyip içmeden, 309 yıl uykuda kaldıktan sonra uyanmışlardır. Bir âyet-i kerime meali:
(İşte bu, Allah’ın kudretini gösteren delillerden biridir. Uykuda iken sen onları uyanık sanırdın.) [Kehf 17, 18]
Bunları yapan Allahü teâlâdır, ama o zatların kerameti oluyor. Kerameti inkâr etmek, Allah'ın kudretini inkâr etmek oluyor. Bu harika olaylar, peygamber elinde olursa mucize, evliya zat elinde olursa keramet, kâfirde olursa sihir deniyor.
Keramet Kur'an-ı kerimde bildirildiği gibi, hadis-i şeriflerde de bildirilmiştir. Biri şöyledir:
(Kalbleriniz temiz olsaydı, siz de benim duyduklarımı duyardınız.) [İ. Ahmed, Taberânî] Bu hadis-i şerifteki gibi kalbi temiz olan Hazret-i Ömer’in bazı kerametleri görülmüştür. (Şevahid-ün Nübüvve)
Yine bir hadis-i şerif:
(Geçmiş ümmetler içinde vukuundan önce bazı gaybları haber veren keramet ehli zatlar var idi. Ümmetimden Ömer de onlardandır.) [Buhârî, Müslim]
Allahü teâlâ, dilediğine keramet verir, gaybı bildirir ve o da gaybdan haber verir. (Avarif-ül-mearif)
Abdülganî Nablüsî hazretleri buyurdu ki: Evliyalığı, kerameti inkâr etmek, dinin bir hükmünü inkâr etmek gibi küfürdür. Evliya zatlar ve peygamberler, ne kadar yüksek olursa olsun kuldur. Hârika, keramet hâsıl olmasında, kulların hiç tesiri yoktur. Her şeyi yalnız Allahü teâlâ yaratmaktadır. Ancak Allahü teâlâ, peygamberlerini ve evliya zatları başka kullarından üstün tutmuş, başkalarına vermediği keramet ve mucize gibi harikaları, nimetleri bu zatlara ihsan etmiştir. (Hadîka)
Asr-ı saadetteki insanların imanı kuvvetliydi. Kerametle imanlarının kuvvetlenmesine ihtiyaç yoktu. Daha sonra gelenlerin imanı zayıfladı. İmanlarının kuvvetlenmesi için keramete ihtiyaç hâsıl oldu. Onun için daha sonra gelen evliya zatlarda keramet çok görüldü. (Şevahid-ün Nübüvve)
Eshab-ı kiramdan birkaç örnek verelim:
Hazret-i Ebu Bekir, vefat edeceği zaman, (Ya Âişe, bir oğlum ile iki kızım sana emanettir) dedi. (Babacığım benim bir kız kardeşim var. Öteki nerede?) diye sorunca, (Hanımım hamiledir) dedi. Vefatından sonra bir kızı doğdu. (Şevahid)
Hazret-i Ömer, Medine’de hutbe okurken, İran’a gönderdiği ordu mağlup olmak üzere iken bu hâli görüp, kumandana, (Yâ Sariye, arkanı dağa ver) buyurdu. O da, dağa yanaştı ve zafere kavuştu. (Cami-ul-keramat, Kısas-ı enbiya, Şevahid, İrşad-üt-talibin)
Hazret-i Ali, vefat edeceği zaman, (Tabutumu Arneyn’e götürün, orada ışık saçan bir kaya görürsünüz. Beni oraya defnedin!) buyurdu. Öyle yaptılar, buyurduğu gibi buldular. (Şevahid)
Hazret-i Osman, yanına gelen birine, (Gözünde zina eseri var. Bir kadına bakmışsın) buyurdu. O kimse, (Nereden bildin?) dedi. Hazret-i Osman da, (Müminin firasetinden korkun, o, Allah’ın nuru ile bakar) hadis-i şerifini bildirdi. (Buhârî) (Cami-ul-keramat)
Hazret-i Ömer’in oğlu Abdullah, insanların yolunu kesen aslana, (Derhal uzaklaş) diye kızınca, aslan, kuyruğunu sallayarak uzaklaştı. İbni Ömer hazretleri, “Resulullah elbette doğru söyler” diyerek, (Allah’tan korkandan her şey korkar) hadis-i şerifini bildirdi. (Hâkim)
Hazret-i Hubeyb, esir edilince, yanına gelenler, onun önünde taze üzüm görürlerdi. (Buhârî)
Avn bin Abdullah güneşte uyurken, bir bulut ona gölge ederdi. (Ebu Nuaym)
Evliyanın kerameti, enbiyanın mucizelerinin devamıdır. Bu ümmetin evliyasından hâsıl olan kerametler de Peygamber efendimizin mucizesidir. (Huccetullahi alel âlemin)
Sihirle, kâfirlerin ne harika şeyler yaptığı, Kur’an-ı kerimde bildiriliyor. (Yalnız Kur'an) diyenler Kur'an-ı kerime inanmadıkları için bunları inkâr ediyorlar. Şeytanın bile, çok harikalar gösterdiği yazılıdır. Kâfir harika gösteriyor da, evliya gösteremez mi?
Kâfirlerden birinin bir anda şarktan garba gidip geldiğini kitaplar bildiriyor ve inanıyoruz. Bu kâfir herkesin bildiği İblis’tir. Bu kâfire verilen şey, Allahü teâlânın sevgili kullarına niçin verilmesin? Bunu iyi düşünmek ve insaflı konuşmak lazımdır. (Es-Sivad-ül a’zam)
İmam-ı Süyûtî hazretleri diyor ki: Kerametin yirmi ikincisi, evliyanın çeşitli insan şekillerinde görülmesidir. (Tabakat-ül-Kübra)
Ehl-i sünnet âlimleri, Meryem sûresinin, ([Cebrail, Meryem’e] insan şeklinde göründü) mealindeki 16. âyetinden, evliyanın ruhlarının çeşitli şekillerde görüleceğini anlayıp, bu âyeti delil olarak bildirmişlerdir.