Büyüklerin kıymetini bilmek, söz dinlemekle olur
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Peygamber efendimiz, (İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir) buyuruyor. Hiç kimse, kendisini kötü arkadaşın şerrinden koruyamaz. (Ben onu kurtarırım, bana bir şey olmaz!) diyemez. Nitekim Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri buyurdu ki:
(Bir cüzzam hastasıyla bir sağlam kişi, yedi sene aynı odada yaşasa, aynı kaptan yese, aynı yatakta yatsa, bulaşıcı hastalık olduğu hâlde, bu sağlam kişiye, bu hastalığın bulaşmama ihtimali vardır. Fakat bir apartmanda bir habis yani kötü kimse olsa, odalar ayrı, evler ayrı olduğu hâlde, bu habisin pisliğinin sağlam kişilere bulaşmama ihtimali yoktur.)
Onun için, korkmak, akıllı olmak zamanıdır. Zira ortalık ahmaklarla doludur. Paraya düşkün olan, ahmaktır. Silsile-i aliyye büyüklerinden aldığımız en büyük feyz, parayı sevmemektir. Paranın kendisi değil, sevgisi kötüdür. Para sevgisi arttıkça, ihlâs azalır.
İhlâsın artması için, bir kaynaktan yani ihlâslı bir mübarek zattan, feyzin akması lazımdır. Bizim ihlâsımız, ihlâsın zirvesinde olan Silsile-i aliyye büyüklerinden gelmektedir.
Büyükler Güneş gibidir. Güneş konuşmaz. Kimse de ondan bahsetmez. Ama hayat onunla kaimdir. Bitkiler onunla yeşeriyor. Hayvanlar onunla hayat buluyor. İnsanlar ondan istifade ediyor. Ama buna rağmen Güneş, (Ey insanlar, gâfil olmayın! Bakın ben Güneş'im, size neler yapıyorum!) demiyor. İşte bütün insanların aldandıkları şey budur. Fayda ve istifade, çok lafla olmaz. O büyükler, bir memba, bir nur kaynağıdır. Onların nuru, her tarafı sarmıştır. O büyük zatların kıymeti, vefatlarından sonra anlaşılır.
Eshâb-ı kiram, (Peygamber efendimizi defnettik, kabristandan dönerken, kalbimizin dünyaya döndüğünü hissettik) buyurmuşlardır.
Büyüklerin kıymetini bilmek demek, söz dinlemek demektir. Bu din, ilim dinidir. Gevezelik dini değildir. Bu din, amel dinidir, ihlâs dinidir, istişare dinidir.
Hizmetlerin başarısı, verilen istikametin, verilen nasihatin çok isabetli olmasındandır. İstikamet ve nasihat veren de büyüklerdir. Merhum Hocamız buyuruyor ki: (Şu hizmetlerin bir zerresini şahsımdan bilsem yanarım. Bütün bunların hepsi Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin himmeti ve bereketiyledir. Tam İlmihal kitabını hazırlamaktan ve neşretmekten hasıl olan sevabları ve okuyup istifade eden Müslümanların dualarının hepsini, kitaptaki ilimlerin kaynağı olan Seyyid Abdülhakîm Arvâsî’nin mübarek ruhuna hediye ediyorum. Kıyamet günü, Onun kölesi olarak yanında bulunmayı, kendime saadet biliyorum.)