Günah değil, küfür rüzgârları esiyor
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Her gün hastalık ve ölüm haberleri kol geziyor. Onun için bir gün daha, sıhhatimiz ve aklımız yerinde olarak, Allahü teâlâya ibadet etmek, bu hizmetlerin içinde bulunmak nimeti bize yeter. Bunun şükrünü eda etmeye gücümüz yetmez.
Bir arada, beraber olmaktan daha güzel bir şey olamaz. Eskiden bir yerde sâlih bir Müslüman bulup ziyaret edebilmek, yüzünü görmek için günlerce yol gidilir, çok uğraşılırdı. Şimdi ise, akvaryumdaki balıkların, gayet rahat yaşayıp, dışarıdaki zulmetten, diğer kötü şeylerden haberi olmadığı gibi, biz de, her gün beraber olunca, içinde bulunduğumuz nimetin farkına varamıyoruz. Suda yaşayan balık, suyun kıymetini bilmez, sudan çıkarılınca, o zaman suyun kıymetini anlar ve suya kavuşmak için çırpınıp durur.
Müminin yüzüne sevgiyle bakmak ibadettir. Mükâfatı ise, Mahşer günü Arş’ın altında gölgelenmektir. Birbirimizin yüzüne bakmanın, bir arada olmanın kalbe verdiği sürur ve ferahlık, başka hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Dışarısı yangın yeri! Merhum Hocamız çok defa, (Şimdi günah değil, küfür yani imansızlık rüzgârları esiyor) buyururlardı. Bundan korunmanın yolu, Ehl-i sünnet âlimlerini seven ve onların kitaplarını okuyan sâlihlerle bir arada bulunmaktır.
Birbirimize dua etmeye mecbur ve mahkûmuz. Fitnelerin kaynadığı ve yayıldığı bir zamandayız. Bir tarafa çarpmadan, bir tarafa dokunmadan gitmek, kalp kırmadan, kul hakkından sakınarak bir iş yapmak çok zordur. Bilhassa maddî sıkıntıların olduğu yerde dedikodu çabuk yayılır.
Hiçbir şekilde en ufak bir dedikoduya, fitneye sebep olacak işe ve söze razı olmamalıyız. Tarih boyunca milletler, cemiyetler, devletler hep içeriden yıkılmıştır. İçeriden olan fitne, daha tehlikeli olur. Fitneyi önlemek o kadar önemli ki, fitneye sebep olacak bir söz söyleyene sus diyen, yüz şehit sevabı alır. (Allah’tan kork, arkadaşının veya âmirinin bu kadar iyiliklerini görmeyip bir hatasını söylüyorsun, ayıptır) diyerek onu susturmalı. Mümin, müminin arkasından dua eder, münafık ise gıybet eder. Bunun ne demek olduğunu iyi anlamalıdır.
Gıybet kanser gibidir. Onun için gıybete, şüpheye, suizanna sebep olabilecek şeylerden uzak durmalıyız. Hele gençlerin kafasını karıştıracak konulardan çok sakınmalı. Sadece işimize bakmalı, hizmetlerimize dört elle sarılmalıyız.