Büyüklerin yolunda çok sıkıntı olur
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Mümin, illet, zillet ve kılletten kurtulamaz. En az birine maruz kalır. İllet, hastalık; kıllet, fakirlik; zillet de, zelil olmak, hakarete uğramaktır. Hakiki mümine, mürtedler, münafıklar, hattâ bazen Müslümanlar da hakaret eder, ayıplar. Bu, müminler için bir saadettir. Bilakis, böyle olmazsa, iyiye alamet değildir. Hele hele büyüklere dil uzatılması bu yolun şânındandır. Nitekim Seyyid Abdullah-ı Dehlevî hazretleri, talebesi Mevlana Halid-i Bağdadî hazretlerine şöyle buyurmuştur:
(Sen Bağdat’a döndüğün zaman, çok sıkıntı çekeceksin. Seni kabul etmeyecekler, hakaret edecekler. Bazıları da, “Hani sizin yolunuz hak idi, hocan çok büyük veli idi. Niçin sıkıntılar içindesin?” diye soracaklar. Sen onlara de ki: “Bizim yolumuz bu. Bu yolda sıkıntı çok olur. En çok sıkıntıyı Peygamber efendimiz çekti. Hâlbuki O, Allahü teâlânın en sevdiği kuludur. Bu sıkıntılar bu yolun şânındandır.”)
Allahü teâlânın dinine hizmette çok çile vardır. Bu hizmet çok gayret ve fedakârlık ister. Eğer büyüklerimiz bu çileyi çekmeselerdi, evlerini barklarını, yurtlarını terk etmeselerdi, can ve mal feda etmeselerdi, biz nasıl Müslüman olacaktık? Eshab-ı kiram, Allahü teâlânın kulları yanmasın diye Arabistan’dan çıkıp, Anadolu’ya, İspanya’ya, Kuzey Afrika’ya, Hindistan’a, Çin’e, dünyanın her yerine, bir daha geri dönmemek üzere dağıldılar. Buralarda şehit oldular.
Bize kadar gelen bu emaneti, bizden sonraki nesillere aktarmazsak, emanete hıyanet etmiş oluruz. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını yaymazsak, insanlar Müslümanlığı öğrenmeden, işitmeden Cehenneme giderse, bunun vebali hepimizin üzerine olur. İnsanlara dinimizi doğru olarak bildirmeye mecburuz.
Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri, (Allahü teâlânın rızasına kavuşturan en kestirme yol, Onun kullarına iyilik etmektir) buyuruyor. Herkese iyilik edelim. İbadet ediyoruz, ama Allahü teâlâya arz edecek, kabule lâyık hiçbir ibadetimiz yoktur. Bir bardak temiz suya, bir kıl düşse, o suyu içemeyiz. İşte ibadetler de böyledir. Temiz ve katışıksız, sadece Allah rızası için olmalıdır. Böyle halis niyet etmek ise çok zordur. Onun için, ana baba duası almalı, herkesten dua istemeli. Bir müminin duasıyla, yapılan bir iyilikle, Cenab-ı Hak bizden razı olursa, maksada ulaşmış oluruz.