Sevap ve azap niçindir?

Sual: İnsanın elinde bir şey yoksa, niçin sevap, azap oluyor ve niçin dinler gönderiliyor?
Cevap:
Allahü teâlâ, insanların yaptığı işleri iki kısma ayırdı. Bir kısmını beğendiğini, bunları yapanlardan razı olduğunu, her iş karşılığında, bunlara nimetler, rahatlıklar, iyilikler vereceğini vadetti. Vadettiği iyiliklerin ölçü birimine, Ecir ve Sevap denir. Dünyada yapılan her iyiliğe karşılık olarak, ahirette çeşitli miktarlarda nimetler verilecektir. Nimetlerin verileceği yere ise, Cennet denir.

Allahü teâlâ insanların yaptığı işlerden bir kısmını beğenmediğini, bunları yapanlardan razı olmadığını, fakat pişman olup tevbe edenleri veya şefaate kavuşanları affedeceğini, af edilmeyenlerin kötü işlerine kıyamette, çok acı karşılıklar vereceğini, bildirdi ki buna Azap denir. Azapların şiddetlerini, çokluğunu bildiren ölçü birimine, Günah denir. Allahü teâlânın beğendiği şeylere Hayrat, Hasenat, yani iyi şeyler denir. Beğenmediklerine Seyyiat, kötü şeyler denir. Allahü teâlâ, hangi işlerin Hasenat olduklarını, hangi işlerin de Seyyiat olduklarını bildirdi. Hasenat yapanlara sevap vereceğini vadetti. Allahü teâlâ, vadinde sadıktır, sözünden hiç dönmez. O hâlde, Kıyamet günü, nimet ve azap olarak, başka yerden bir şey getirilmeyecek, dünyada yapılanların karşılıklarına kavuşulacaktır.

Azap, kötü iş yaptığından dolayı, biri sana kızıp, intikam almak için, canını yakması değildir. Sevap da, işini beğendiği için, mükafat değildir. O gün, Allahü teâlâdan başka, intikam alacak kimse yoktur. İnsanın kanı, safrası bozulduğu veya başka zararlı şeyler vücutta çoğaldığı zaman, bedendeki değişikliğe, hastalık dediğimiz gibi ve ilaç tesir ettiği zaman hasıl olan hâle sıhhat dediğimiz gibi, insanda şehvet ve asabiyet artınca, cana bir ateş düşer. İşte insanın felaketinin sebebi, bu ateştir. Bunun için, hadîs-i şerifte;
(Gadab, yani asabiyet, Cehennem ateşinden bir parçadır) buyuruldu.

Akıl ışığı kuvvetlenip, şehvet ve asabiyet ateşini söndürdüğü gibi, iman nuru da, Cehennem ateşini söndürür. Nitekim, Cehennem, müminlere;
“Ey mümin! Çabuk geç ki, nurun ateşimi söndürüyor” diyecektir. Bu söz, ses ile olmayacak, suyun yangını söndürdüğü gibi, Cehennem de, müminin nuruna dayanamayıp sönecektir.