Asıl marifet çok sevap kazanmaktır
* Kalb dünya arzularından birine bağlı kaldığı ve geçici lezzetlerden birinin peşine takılıp gittiği müddetçe, ahireti nasıl sevebilir?
* İnsanın ilmi arttıkça, Allah’a sevgisi arttıkça, nefsinden soğumaya, nefret etmeye başlar. Bu hâle kavuşmak, Allahü teâlânın lütuf ve ihsanıdır. O kulunu sevdiğinin alametidir.
* Dünyada asıl marifet, çok para kazanmak değil, çok sevap kazanmaktır.
* Dertlerinizi kullara değil, Allahü teâlâya arz edin. İstisnalar hariç, dert ve belanın tamamının kendi kusur ve kabahatlerimizden dolayı olduğunu unutmayalım.
* Yumuşak ve mülayim olan kazanır.
* Size dininizi imanınızı öğreten ana babanız sizden razı olmadıkça Allahü teâlânın sevgili kulu olamazsınız. İhsana kavuşma sebebi anne baba duasıdır.
* Çölde kalmış insanın suya hasreti gibi, herkesten dua almaya bakın. Üç kişinin duası kabul olur red olunmaz: 1)Anne babanın 2) Misafirin 3) Mazlum olanların.
* İlk imanımızı anamızdan, babamızdan öğrendik. Onlar ilk mürşidimizdir. Onun için ana baba hakkı çok büyüktür. Bu yüzden, din düşmanları; İslam’ı kökünden kazımak için aile yuvasını yıkmak lazım diyorlar.
* Çocuklarımıza çok ihtimam göstermeli. Kur’an-ı kerim okumalarına, ehl-i sünnet itikadını ve ilmihal bilgilerini öğrenmelerine, ehl-i sünnet âlimlerini tanımalarına ve sevmelerine çok ehemmiyet vermeli.
* Düşmanını tanımayan dostunu bulamaz.
* Ehl-i sünnet itikadından bir mesele öğretmek onlarca nafile hacdan daha sevaptır.
* Bir talebe, dinini öğrenmeye ve dine hizmet etmeye, müslümanlara ve insanlara faydalı olmaya niyet ederse, bu niyetle okursa, her nefesi zikir olur.
* Edebe riayet etmeyen hiç kimse, Allahü teâlâya kavuşamaz, yani veli olamaz. Din büyüklerinin yolu baştan sona edeptir. Namazın sünnet ve edeplerinden birini gözetmek ve tenzihi bir mekruhtan sakınmak; zikir, fikirden (tefekkürden) üstündür.
* İslamiyet bir ağaç gibidir. Kökü iman, gövdesi ibadet, meyvesi ihlas.
* Dinimizin 4 kelimeyle özeti: İnanmak, muhabbet, yapmak, sakınmak.
* Tatlı dilli, güler yüzlü olun. Hiç kimseyle münakaşa etmeyin. Bölünmeyin, tefrikaya düşmeyin. Tefrika fitnedir, sakın düşmeyin.