Ölümü özüne sevdir

* Ölümü özüne sevdir. Nasıl olsa gelecek. Bir şey muhakkak olacaksa, onu olmuş bilmeli, ona göre tedbir almalı.

* Gelen her iyilik Allahü teâlâdandır. Hem de sebepsiz olarak. Gelen kötülükler de nefstendir. Yaratmak bakımından her şey Allah’tandır. Nefs ister, Allahü teâlâ dilerse yaratır. Allahü teâlâ dilemezse, sivrisinek kanadını bile oynatamaz. Hayır da şer de Allah’tandır.

* Ahirette kurtulmak, ibadet ve amelin çok olmasıyla değil, doğru iman ile amellerin ihlaslı ve şartlarına uygun yapılmasıyladır.

* Kanaat, insanın kısmetine düşen rızkına razı olmasıdır.

* Mümin, doktoru yanında olan hastaya benzer. Doktoru, ona yarayan ve yaramayanı bilir. Hasta, kendine zararlı bir şeyi isterse, mani olur ve yersen ölürsün der. Müminin hâli budur. O birçok şeyleri arzular, ama Allahü teâlâ ona faydalı olanları yaratır, zararlı olanları yaratmaz. Mümin bu şekilde vefat eder ve Allahü teâlânın Cennetine girer.

* Kalb ile bedenin hâli kör ve topal bir kimsenin hâli gibidir. Kör bir ağacın altına gider, fakat onda meyve olduğunu göremez. Topal, ağaçtaki meyveyi görür fakat alamaz. İlahi nimetleri kalb bilmeli, inanmalı, beden de onunla amil olmalı ki ahiretteki sonsuz nimetlere kavuşmak nasip olsun.

* Bir kimse Allahü teâlâya açık günah işlerse; tevbesi açık, gizli olarak günah işlerse tevbesi gizli olur. Tevbe ettikten sonra: "Ya Rabbi bu tevbe ile günahımı affet" diye dua etmeli.

* Eline geçmediği halde geçmiş gibi nimetlere şükredip razı olan, eline geçmiş hükmündedir.

* Bir şeyi yapmaya niyet ettiğin zaman niyetinin, azminin üzerinde Allahü teâlâdan kork (haram ve günah olan bir şeye azmetme.)

* Farzları tam yapmadığı [borcu varsa kaza etmediği] halde, nafilelerle derecesini yükseltmeye çalışan kimsenin hâli, sermayesi elinden çıktığı (iflas ettiği) halde kâr peşinde koşan bir tüccarın hâline benzer. Sermaye olmadan kârı olur mu?

* Takva akıllıca yapılan işlerin en güzelidir. Hakka âsi olmak ahmakça yapılan işlerin en çirkinidir. Verilen emaneti yerine getirmek en üstün doğruluk sayılır. Hıyanet olarak da, en önde yalan gelir.

* Ömrünü faydasız, boş şeylerle geçiren, tarlaya tohum ekme vaktini kaçırmış olur. Vaktinde tohum ekmeyen ise, hasat zamanında pişman olur.

* Allahü teâlâdan, kendisini, kıyamet gününde Cehennem ateşinden korumasını isteyen bir kimse, müminlere karşı çok merhametli ve ince kalbli davransın!

* Allahü teâlâya olan halis sevginin zevkine varan, dünyalıktan vazgeçer ve bütün insanlardan yüz çevirir.

* Müslümanlardan hiçbiri, diğerini hakir görmesin! Zira müslüman demek, Allah’ın sevdiği insan, Allah yanında kıymeti büyük olan insan demektir.