Resulullahın duaları

Sual: Her peygamber gibi, Peygamber efendimizin de, hiç günah işlemediği halde, (Beni günahtan, küfürden koru) gibi dualar etmesinin hikmeti nedir?
CEVAP
Nasıl dua edileceğini bize öğretmek için, öyle dua etmiştir. Bazıları şöyledir:
(Allah'ım, bizi açık ve gizli bütün günahlardan koru!) [Taberani]

(Allah’ım, ürpermeyen kalbden ve doymayan nefisten sana sığınırım.) [Müslim]

(Allah’ım, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, düşkün ihtiyarlıktan sana sığınırım.) [Hâkim]

(Allah’ım, bize dinî musibet verme! Bize acımayanları başımıza musallat etme!) [Tirmizi]

(Allah’ım, bana öyle bir iman ve yakîn ver ki, sonu küfür olmasın!) [Tirmizi]

(Allah’ım, denizlerin arasını ayırdığın gibi, beni Cehennem azabından koru!) [Tirmizi]

(Allah’ım, bizi dostlarınla dost, düşmanlarınla düşman olanlardan eyle!) [Tirmizi]

(Allah’ım, fayda vermeyen ilimden, kabul edilmeyen amel ve duadan sana sığınırım.) [Müslim]

(Allah’ım, senden, bilip bilmediğim her hayrı ister, her şerden sana sığınırım.) [Taberani]

(Allah’ım, bizi dünya zilletinden ve âhiret azabından muhafaza eyle!) [Müslim]

(Allah’ım, günahımı affet ve rızkıma bereket ver!) [İ. Ahmed]

(Allah’ım, kötü huy, kötü iş, kötü arzu ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.) [Ebu Davud]

(Allah’ım, yaptığım ve yapmadığım şeylerin şerrinden sana sığınırım.) [Nesai]

(Allah’ım, ölüm anındaki sıkıntılara karşı bana yardım et!) [Tirmizi]

(Allah’ım, beni çok şükreden ve çok sabreden kullarından eyle!) [Bezzar]

(Allah’ım, beni çok zikreden ve emrine uyandan eyle!) [Tirmizi]

(Allah’ım, ilmimi arttır!) [Tirmizi]

(Allah’ım, kulak, göz, dil, kalb ve şehvetimin şerrinden sana sığınırım.) [Nesai]

(Allah’ım, nankörlükten ve kabir azabından sana sığınırım.) [Müslim]

(Allah’ım, bana hidayet, takva, tokgözlülük ve zenginlik nasip eyle!) [Müslim]

(Allah’ım, sıhhat, iffet, güzel ahlâk ver ve kaderine rıza göstermemi nasip et!) [Taberani]

(Allah’ım, gazabından rızana, cezandan affına, azabından rahmetine sığınıyorum.) [Müslim]

(Allah’ım, her zorluğu bana kolaylaştır! Dünya ve âhirette âfiyet ver!) [Taberani]

(Allah’ım, kalbimi ve amelimi riyadan, dilimi yalandan, gözümü hıyanetten koru!) [Hatib]

(Allah’ım, beni ilimle zengin et, hilmle süsle, takva ile şereflendir!) [İ. Neccar]

(Allah’ım, iyiliğimi gizleyen, kötülüğümü yayan hilekâr dosttan sana sığınırım.) [İ. Neccar]

(Allah’ım, fakirlikte de, zenginlikte de tutumlu olmayı nasip et!) [Buhari]

(Allah’ım, borç altında ezilmekten ve düşmanın galebesinden sana sığınırım.) [Nesai]

(Allah’ım, ölüm anında, şeytanın galebesinden sana sığınırım.) [Nesai]

(Allah’ım, kötü kadınların fitnesinden sana sığınırım.) [Harâiti]

(Allah’ım, zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım.) [Nesai]

(Allah’ım, bize öyle bir şifa ver ki, geride hiç bir hastalık kalmasın!) [Ebu Davud]

(Allah’ım, Cenneti elde edip Cehennemden kurtulmayı senden istiyoruz.) [Hâkim]

(Allah’ım, sana dua edilince kabul ettiğin, bir şey istenince verdiğin, musibet ve sıkıntıların kalkması istenince kaldırdığın ismin hürmetine, senden istiyorum.) [İbni Mace]

(Ya Rabbi, ölümü bana kolaylaştır!) [İbni Ebi-d-dünya]

Tergib’de bildirilen hadis-i şeriflerden bazılarının meali de şöyledir:
(Ya Rabbi, Sana ve Resulüne itaat etmemizi ve bildirdiklerinle amel etmemizi nasip eyle!)

(Ya Rabbi, bildiğimiz-bilmediğimiz bütün iyilikleri ver, bildiğimiz-bilmediğimiz bütün kötülüklerden de koru!)

(Ya Rabbi, her işimizin sonunu güzel eyle, dünya sıkıntılarından ve ahiret azabından bizi koru!)

(Ya Rabbi, işinde sebat eden, nimetine şükreden, ibadetini güzel yapan ve doğru konuşanlardan eyle!)

(Bedenime, kulağıma, gözüme sıhhat ver! Küfürden, fakirlik ve kabir azabından sana sığınırım.)

(Ya Rabbi, kusurlarımızı ört, korkulardan emin kıl ve borçlarımızı ödememizi nasip et!)

(Ya Rabbi, gece ve gündüz gelecek kötülüklerden, sıkıntılardan kötü arkadaştan ve kötü komşudan sana sığınırım.)

(Ya Rabbi, ölünceye kadar ibadet etmemizi, ömrümüzün hayırlı amellerle sona ermesini nasip et ve Cennetini ihsan eyle!)

(Bize dünya ve ahirette iyilik, güzellik ver ve Cehennem azabından bizi koru!)


Rabbena âtinâ duası
Sual:
Peygamberimizin en çok okuduğu dua hangisidir? Rabbena âtina duası nerelerde okunur?
CEVAP
Peygamber efendimiz, dünya ve ahiret için af ve afiyet isterdi. İmandan sonra afiyetten büyük nimet olmadığını bildirirdi. Bir hadis-i şerif meali:
(Duanın efdali, dünya ve ahirette Rabbinden af ve afiyet istemektir. Affa ve afiyete kavuşan, dünya ve ahirette kurtuluşa ermiştir.) [Tirmizi]

Peygamber efendimizin en çok okuduğu dua, Rabbena âtina duasıdır. Bir hadis-i şerif meali:
(Ey Âdemoğlu, sen Allah’ın azabına takat getiremezsin. Onun için, “Rabbena âtina fid-dünya haseneten ve fil-âhireti haseneten ve kınâ azâbennâr” demelisin.)

Bu dua, Bekara suresinin 201. âyet-i kerimesidir. (Rabbimiz, bize dünyada ve ahirette iyilik, güzellik ver, bizi Cehennem azabından koru) anlamındadır. Bu dua, genel olarak her zaman okunabilir. Kunut dualarını bilmeyen, öğrenene kadar bu duayı okuyabilir. Cenaze namazında, ölü için okunan duayı bilmeyen, bu duayı okuyabilir. Namazda salli bariklerden sonra dua okumak sünnettir. Bu duaların en meşhuru Rabbena âtina duasıdır.

Hâlleri değiştiren Allahü teâlâdır
Sual:
Peygamberimizin çok sık okuduğu, (Hâlleri değiştiren, kalbleri çeviren Allah’ım) diye bir dua varmış. O dua hangisidir?
CEVAP
Bu konuda birkaç dua var, ikisi şöyledir:
(Allahümme, yâ mukallibel kulûb, sebbit kalbî, alâ dînik!)
Mânâsı: Ey büyük Allah’ım, kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dininde [ve sevginde] sabit kıl, dininden [ve sevginden] ayırma!

(Allahümme yâ muhavvilel havli vel ahvâl, havvil hâlenâ ilâ ahsenil hâl!)
Mânâsı: Ey hâlleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren büyük Allah’ım, bizi en güzel hâle çevir! Bize iyi hâller ihsan eyle!

İki hadis-i şerif:
(Ey kalbleri istediği gibi çeviren Allah’ım, kalblerimizi ibadetine çevir!) [Müslim]

(Ey kalbleri dilediği gibi çeviren Allah’ım! Kalbimi kullukta sabit kıl!) [İ. Sünnî]

Sual: Peygamber efendimizin sık sık okuduğu dua var mıdır?
CEVAP
Peygamber efendimizin sık sık okudukları dualar çoktur. Şu duayı da çok okudukları kitaplarda nakledilmektedir: (Allahümme innî es'elüke-ssıhhate vel-âfiyete vel-emânete ve hüsnel-hulkı verrıdâe bilkaderi bi-rahmetike yâ Erhamerrâhimîn!)

Bu duanın anlamı ise, (Yâ Rabbî! Senden, sıhhat ve afiyet, emanete hıyanet etmemek, güzel ahlak ve kaderden razı olmak istiyorum. Ey merhamet sahiplerinin en merhametlisi! Merhametin hakkı için bunları bana ver!) demektir. Biz de Peygamber efendimiz gibi dua etmeliyiz.

Sual: Peygamber efendimiz, yaptığı harplerde de dua etmiş midir?
CEVAP
Şevâhid-ün Nübüvve kitabında, Peygamber efendimizin Hendek Harbinde ettiği dua hakkında şu bilgiler verilmektedir:

“Resulullah efendimiz Hendek Savaşında Huzeyfetebni Yemânî hazretlerini müşriklerin arasına gidip, onlardan haber getirmesi için gönderdi. Gönderirken mubarek eliyle göğsünü ve sırtını sıvazlayıp;

(Ya Rabbi! Önden, arkadan, sağdan, soldan gelecek zarardan muhafaza et) diye dua etti. O gece çok soğuktu. Hazret-i Huzeyfe, Peygamber efendimizin duasından sonraki durumu şöyle anlatmıştır:

“Sanki hamama girmiş gibi idim. Hiç soğuk hissetmedim. Nihayet müşriklerin arasına girip, haber topladım ve geri döndüm. Eshab-ı kiramın yanına geldiğimde soğuk bana tesir etmeye başladı.”

Resulullah efendimiz, hazret-i Huzeyfe'yi müşriklerin vaziyetini öğrenmek için aralarına gönderince, namaz kıldı ve şöyle dua etti:

(Ey üzüntülü kimselerin imdadına yetişen ve güç durumda olanların duasını kabul eden Allahım! Sıkıntımızı ve üzüntümüzü gider. Benim ve yanımda bulunanların hâlini sen görüyorsun.)

O sırada Cebrail aleyhisselam gelip;

“Allahü teâlâ sana selam eder. Sana zafer verdi. Dünya göğünden onların üzerine taş yağdıran bir rüzgâr gönderdi” diye müjde verdi. Hazret-i Huzeyfe şöyle anlatmıştır:

“Müşriklerin arasına vardığımda soğuk bir rüzgâr esiyordu. Müşrikler bir yere toplanmış ve ateşleri sönmüştü. Birbirine soğuktan öleceğiz diye bağırıyorlardı. Sonra büyük bir fırtına çıktı. Kocaman taşları sürüklüyordu. Müşrikler kalkanlarını siper yapıyorlardı. Fakat fayda vermiyordu. Sonunda perişan olup, kaçmaya karar verdiler.” Allahü teâlâ Ahzâb sûresi 9. âyetinde meâlen;

(Ey îmân edenler! Allahın üzerinizdeki nimetini hatırlayınız. Hani size [Hendek Savaşında sizi yok etmek için kâfirlere ait] ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı görmekteydi) buyurdu.

Hendek Savaşında, Kureyş müşrikleri kaçıp gittikten sonra, Resûlullah efendimiz;

(Bu seneden sonra Kureyş sizinle savaş yapmaz. Fakat siz onlara karşı gaza yaparsınız) buyurdu. Bundan sonra Kureyş müşrikleri, Müslümanlara savaş açamadılar. Müslümanlar Mekke'yi fethettiler.”