Büyükleri seven mahrum kalmaz
Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin başka bir şehirde yaşayan sevenlerinden biri anlatır:
Bir gün pazarda gezerken bir güzel kadın görüp tekrar tekrar baktım. Sonra pişman olup tevbe istigfar ettim. Akşam eve geldiğimde hatun dedi ki:
- Efendi bugün yüzünüzü kararmış görüyorum, acaba nedendir?
Aynayı alıp baktım ki, hakikaten yüzüm kararmıştı. Neden olduğunu düşünürken aklıma o kadına baktığım geldi. Bir mağaraya çekilip günlerce göz yaşı döktüm, günahımın affı için Allahü teâlâya yalvardım. Yine de huzurlu olamadım. Sonra hatırıma, Cüneyd-i Bağdadi hazretlerini ziyaret etmek geldi. Bağdat'a şeyhin yanına gittim. Şeyhin evine varıp kapıyı çaldığımda, bana, (Gir ya Abdullah, sen pazarda günah işle, biz Bağdat'ta istigfar edelim öyle mi) dedi.
İçeri girip, mübarek elini öpüp oturdum. Şaşırmış ve çok utanmıştım. Devamla buyurdu ki:
- Pişmanlık, tevbe büyük nimettir. Kalbin imdadı olmadan uzuvların dinin emrine uyması çok güçtür. Büyüklerin sevgisi olmayınca kalbin imdadı olmaz. Bunları yapmak ancak Allah adamlarının işidir. Büyükleri seven mahrum kalmaz.