Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
* Eş, İş, Arkadaş. Bu üçünde yanılan iflah olmaz. Ben onu düzeltirim der ama düzeltemez. Kendisi onun gibi bozulur. Bir sepet sağlam incirin içine bir tane çürük incir koysanız hepsini bozar. Bir sepet sağlam incir o bir çürüğü sağlam yapamaz.
* Dünyada aziz olmak isteyen diline sahip olsun.
* Sabır susmaktır. Konuşan, susandan daha fazla vera sahibi olamaz.
* Kötü insanlarla arkadaşlık yapan, iyi kimselere suizan eder.
* İnsanların bilgilisi, insanların bilgisinden yararlanıp kendi bilgisini artırandır.
* Dört yerde dört şeyi korumak, iki şeyi unutmamak, iki şeyi de unutmak gerekir.
Korunacak şeyler: Namazda gönül, halk içinde dil, yemekte boğaz, el evinde göz.
Unutulmayacak şeyler: Allah'ın büyüklüğü ve ölüm.
Unutulması gerekenler: Birine ettiğin iyilik ve sana yapılan kötülüktür.
* Şâh-ı Nakşibend hazretlerine, “Namazda hudû ve huşû nasıl elde edilir?” diye sorulunca buyurdu ki: '' Huzurlu bir halde helal lokma yiyeceksiniz. Huzur ile abdest alacaksınız ve namaza başlarken iftitah tekbirini kimin huzuruna durduğunuzu bilerek, düşünerek söyleyeceksiniz.”
* Cemaatte rahmet vardır. Bir cemaatte bir kişi, Allahü teâlânın sevgili kuluysa, duası makbul ise, onun hürmetine Allahü teâlâ hepsini affeder.
* İmanın temeli, hubb-i fillah buğd-ı fillahtır. Yani, sevmesi de, sevmemesi de, Allah için olmaktır.
* Müslüman, Allahü teâlânın seçtiği sevdiği insandır. Onun seçtiğini ben seçmiyorum, Onun sevdiğini ben sevmiyorum, hiç böyle şey olur mu?
* Kur'an-ı kerimin asıl tefsiri fıkıhtır. Ne yapılacak, nasıl yapılacak, nasıl korunacak, bunlar fıkıh ilmi ile mümkün olur. Dini bilmeden imanı korumak zordur.
* Hadis-i şerifte, (En hayırlınız, Kur'anı öğrenen ve öğretendir.) buyuruluyor. Bunun bir manası da, Kur'an-ı kerim İslamiyet demektir. İslamiyet’i öğrenen ve öğreten en hayırlınızdır demektir. Burada öğreten kelimesi önemli, yani doğru öğrendiğini doğru öğreten demektir. Kafasından konuşan değil.
* Müslümanın kıymeti, nuru ahirette belli olacak. Cehennem diyecek ki, çabuk geç, nurun ateşimi söndürüyor.
* Nasıl ki bedenin rızkı varsa ruhun da rızkı vardır. Nasıl ki bedenin rızkı verilmezse hastalanır, sonunda ölür ise, ruhun rızkı da verilmezse hastalanır ve zamanla ölür. Ölmesi, Allah korusun, kâfir olması demektir. Namaz ve diğer ibadetler ruhun rızkıdır. Büyüklerin sözleri de ruhun rızkıdır.
* İki şeyden kaçın: Çok yemekten ve çok konuşmaktan.
* Sabır, Allahü teâlâyı kullara şikayet etmemektir.
* Dünyada en makbul ibadetlerden biri de, Allahü teâlânın rızası için insanlara yardım etmektir.
* Gömleğin ilk düğmesi yanlış bağlanınca, diğerleri de yanlış gider. Neticeyi değiştiremezsiniz ama başlangıcı değiştirmeniz mümkündür.
* Tedbir almamak kibirdendir.