Sevginin üç alameti
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Sevginin üç alameti vardır:
1- Sevdiğini seveni sever, sevmeyeni de sevmez:
Bu, sevenin elinde değildir, gayri ihtiyari olur. Mesela, İmam-ı Rabbani hazretlerini ve kitaplarını seveni, elinde olmadan sever. Tenkit ediyorsa, sevmiyorsa, onu sevemez. Tenkit edene sevgisi varsa, sevgisinde yalancıdır. Sevseydi, tenkit edene hiç değilse, kalben kızması, buğzetmesi gerekirdi.
2- Sevdiğine itaat eder:
Kendi aklına, mantığına, gördüğüne değil, sevdiğinin sözüne itaat eder. Ulema kitaplara, evliya ise hocasının sözüne bakar. Akıl, kavuşana kadar lazımdır. Kavuştuktan sonra, hocaya değil de, akla tâbi olmak zararlıdır.
Nitekim Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, Şems-i Tebrizi hazretlerine kavuştuktan sonra, onu çok sevmesine rağmen, işin içine aklı karışıyordu. Hocasının bazı sözlerini, işlerini aklı almıyordu. Baktı, iş felakete gidiyor, aklını bırakıp hocasının bildirdiklerine uydu. En sonunda, gerçeklere vakıf olunca, (Aklımı bıraktım, hocama tâbi oldum ve kurtuldum) buyurdu.
3- Hep sevdiğinden bahseder:
Elinde değildir. Ya kendisi bahseder, ya da hep ondan bahsedilmesini, onun konuşulmasını ister. Bir beyit:
Bir büyüğü tanıyan, ne kadar da bahtlıdır,
Hep ondan konuşması, elbet daha tatlıdır.
İşte bu üç vasıf kimde varsa sevgisinde samimidir.
Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, talebesinin birine para verip, (Bana bir ekmek al) dedi. O da ekmeği alıp, hocasına verdi. Hocası, tamam sen işine bak diyerek, yola çıktı. Talebe de peşinden gitti. Hazret-i Mevlana bir mağaraya girdi. Orada bir köpek yavrulamış. Açlıktan ölecek olan köpeğe, ekmeği suya batırıp batırıp yedirdi. Tam çıkacakken talebesiyle karşılaştı. Merakla bakan talebeye, şu mealdeki bir hadis-i şerifi söyledi:
(Nefsim yed-i kudretinde olan Allahü teâlâya yemin ederim ki, Allahü teâlânın mahlûklarına kim merhamet ederse, Allah ona merhamet eder.)
İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Merhamet etmeyene, merhamet edilmez, acımayana acınmaz.)
(Yerdekilere merhamet etmeyene, gökteki melekler merhamet etmez.)
Merhamet imandandır. Onun için, bu din, merhametle bugüne kadar gelmiştir.
Bir kimse, Peygamber efendimizin, torunları Hazret-i Hasan ile Hazret-i Hüseyin’i öptüğünü görünce (Benim on tane çocuğum var. Hiç birini öpmedim) der. Peygamber efendimiz, (Merhamet etmeyen, merhamete kavuşamaz) buyurur.