Zayıflamak için çare
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Kıyamet derdini bilseydik, dünyada dert diye bir şey tanımazdık. Bütün geçimsizlikler, ölümü unutmaktandır. Ölümü hatırlamak, en büyük nasihattir. Her iman sahibi kimsenin, ölümü çok hatırlaması gerekir. Ölümü çok hatırlamak, emirlere sarılmaya ve günahlardan sakınmaya sebep olur. Haram işlemeye cesareti azaltır. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Lezzetleri yıkan, eğlencelere son veren ölümü, çok hatırlayınız!)
(Ölümden sonra olacak şeyleri, sizin bildiğiniz gibi, hayvanlar da bilselerdi, yemek için semiz hayvan bulamazdınız.)
(Ölümü çok hatırlayın. Onu hatırlamak, insanı günah işlemekten korur ve ahirette zararlı olan şeylerden sakınmaya sebep olur.)
Eski zamandaki valilerden biri, makam mevki sahibi olup, çok zengin olunca ölçüyü kaçırır. Hayatını yeme içme üzerine kurar. Yedikçe şişmanlar, şişmanladıkça yer. Bir zaman gelir ki, şişmanlıktan yerinden kalkamayacak hale düşer. Rahatlığı sıkıntıya dönüşür. Zamanın en meşhur tabibini çağırarak bu haline bir çare bulmasını söyler. Nelere dikkat ederse zayıflayacağını sorar. Tabip, rahat bir şekilde der ki:
— Sizin perhiz yapmanıza lüzum yok, siz istediğinizi yiyip içebilirsiniz.
Vali şaşırır. Hemen sebebini sorar. Tabip şöyle cevap verir:
— Efendim, sizin iyileşmeniz artık mümkün değil, şişmanlık vücudunuza çok zarar vermiş, bir ay kadar ömrünüz kaldı. Bir ay sonra öleceğinize göre sıkıntıya girip perhize gerek yok.
Ölüm haberini duyan vali, perişan olur. Yıllarca yaptığı, kötülükler, zulümler, haksızlıklar aklına gelir. Haksızlık yaptığı, zulmettiği kimseleri teker teker çağırtarak, fazlasıyla haklarını öder, onlarla helalleşir. Herkese iyilik yapmaya, kimsenin kalbini kırmamaya özen gösterir hale gelir. Ölüm korkusu iştahını da keser. Getirilen o leziz yemeklere elini bile sürmeden geri gönderir. Yemediği için de, her gün zayıflar. Ay sonunda, vali olmadan önceki kilosuna düşer, normal halini alır. Bir ayı geçtiği halde ölmeyince hemen tabibi çağırtır. Bir ay geçti ben hâlâ ölmedim, bu ne haldir, diye sorar. Tabip der ki:
— Efendim, daha önce siz beni, ne zaman, nasıl öleceğim diye çağırmamıştınız. Ben tabibim, siz beni, nasıl zayıflayabilirim, bunun çaresini bul diye çağırmıştınız. Görüyorum ki, maksat hâsıl olmuş. İlacı buydu.
Tabibin bu hilesi, valiye ders olur. Dünyaya düşkünlükten; haramdan, zulümden uzak durur.