İctihad Kapısı
Ah ne günlere kaldık, çıkmış da birkaç sapık,
Yardakçıları ile konuşur abuk sabuk.
Allah’tan korkmadan, ictihada kalkışır!
Ortalığı boş bulup, meydanlarda dolaşır.
Bu kilitli kapıdır, açılmaz her çalana,
İctihad kapısını kırıp dalan dalana.
Nasıl ki her kapının, ayrı anahtarı var,
Elbette onun da var, edilmez asla inkâr!
Müctehid taslakları, ipsiz birer kopuktur,
Din ile oynayanın, elbet kanı bozuktur.
Bir ağızdan saldırır, ictihada sersemler,
Hâlbuki o ictihad, nice ilimler ister.
Hangi cahil sokarsa, burnunu böyle işe,
Yüzüstü düşüp girer, pis burnu leşten leşe.
Böyle giderse mümkün değil selâmetimiz!
Belki de olacak, bu yüzden felaketimiz.
Dini kayıran biri, çıksa da orta yere,
Kapı kapalı dese, hiç değilse, bir kere.
Müctehid taslağının, reformist züppelerin,
Elinde rezil olduk, artık hükmü siz verin!
NOT: Bu şiir Dr. Abdullah Cevdet gibi dinde reformcuların ictihada kalkıştığı zaman yazılmıştır. Şairin kendisi de reformist ise de, bu kadar cahilce yapılan ictihada tahammül edememiş, o bile karşı çıkmıştır. Şiir düzeltilerek uygun hale getirilmiştir.