Mektubat-ı Rabbani
Tasavvuf hâllerine,
Tercümandır Mektubat.
Bir kitaptır ki öyle,
Fışkırır ondan hayat.
Bak yayılan nurlara!
Mektubat’tan cihana.
Yardım eder elbette,
Sıkıntısı olana.
Kur’ân ve hadislerden,
Sonra gelir bu kitap.
İçinde herkese var,
Kendine göre hitap.
İlim, ihlâs kaynağı,
Harikalar diyarı.
Onda bulur arayan,
Kendine çok uyarı.
Der ki, mübarek oğlu,
(Babamın her mektubu,
Büyük bir deryadır ki,
Görünmez asla sonu.)
Tarikatla şeriat,
Birleşmiştir burada.
Saadet verir elbet,
Hem dünya, hem ukbada.
Odur her derde deva,
Mahzun ruhlara gıda.
Çok geçmez bir gün verir,
Paslı kalblere şifa,
Büyük zatların sözü,
Açar kalbdeki gözü.
İslamiyet’in aslı,
Birçok kitabın özü.
Âlimlerin ihsanı,
Unutulmaz lisanı.
Ehl-i sünnet yolunun,
Gayet açık beyanı.
Aşkla yanan insana,
Bulunmayan haberdir.
Bilinmeyen yollarda,
Arzulanan rehberdir.
Geceyi gündüze kat!
Oku çokça Mektubat!
Bu ilmi öğrendikçe,
Alırsın lezzet ve tat.
Okunmalı gözlere,
Yaş doluncaya kadar!
İstenen gerçek aşka,
Kavuşuncaya kadar.
Saatlerce, günlerce,
Hep onunla meşgul ol!
Yapış Ehl-i sünnete!
Yoktur başka doğru yol.
Okunmalı her zaman!
Bir gün etkisi olur.
Muhabbetle okuyan,
Masivadan kurtulur.
Ne feyizler saçılır,
Edeble okuyana,
Kalbe bir yol açılır,
Sözlerini tutana.
Gün gelir eder imdat,
O şerefli büyük zat.
Büyük nimet bilmeli,
Okunmalı Mektubat!
Kelimeler:
Şeriat: Dinin emir ve yasakları
Ukba: Âhiret
Mahzun: Üzüntülü
Mâsiva: Allahü teâlâdan başka her şey
Himmet: Manevi yardım