Çoğu yanılmış

Kötü yerlere gidip oynaşmış,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Bir sürü itle sanki kaynaşmış,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Konuşur susar, hep surat asar,
Fırsat geçince, hıncını kusar,
Şah olsa önce, babayı asar,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Sürüp gittiği sanki saltanat,
Yalanla dolu, verir beyanat,
Yanlıştan dönmez, gösterir inat,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Maymuna benzer, suratı gülmez,
Namazı bilmez, camiye gelmez,
Bir odun olmuş, artık eğilmez,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Edebden yoksun, oldukça yozmuş,
Erdemi yıkmış, ahlâkı bozmuş,
Duygusallığı elinde kozmuş,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Suçlu olsa da, üste çıkarmış,
Kızdıklarına kanca takarmış,
Kimini akrep gibi sokarmış,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Tenkit edene güceniyormuş,
Muhaliflere acımıyormuş,
Yarası varmış, gocunuyormuş,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Adamı tarif edemez derler,
Korkakmış yalnız gidemez derler,
Üç koyun versen, güdemez derler,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Yazıklar oldu, soylu millete,
Sokuyor halkı büyük zillete,
Çare bulunmaz müzmin illete,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Edilmez bunca zulmün tarifi,
Yozlaştırmıştı, nice zarifi,
Kimler düzeltir bu şom herifi?
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Belki adam der, bakan, resmine,
Yaptığı işler, uymaz ismine,
Yazıklar olsun derler cismine,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Dalkavuklara göre inciymiş,
Çevresi bilir, süper kinciymiş,
Zulmü ne ilkmiş, ne ikinciymiş,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Kes Nazmi artık, rezillik bitmez,
Yapışır kalır, oradan gitmez,
Hak olan sözler, hiç fayda etmez,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.

Nazmi Akkurt – İstanbul