Ticaret, cesaret ve kalite
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ahir zamanda, parasına sahip olmayanın, dinine sahip olması zordur. Parasına sahip olan, dinine sahip olur. Peygamber efendimiz, (Korkak tüccar kazanamaz, cesur tüccarın rızkı bol olur) buyuruyor. Bir mal veya bir ticaret üzerine ısrarlı olmamalı. Şartlar değişmişse onu bırakmalı, başka şey yapmalı. Korkak tüccar mahvolur.
Ahir zaman, sürat zamanıdır. Erken, hızlı başlayan ve zamanla yarışan kazanır. Sürat onu büyütür. Süratini kaybeden iflas eder.
Ticaretin bir kaidesi var. Önce yatay büyüme, sonra dikey büyüme olur. Yatay büyüme, toprağa tohum ekmek; dikey büyüme, ağaç hâline gelmektir. Yatayda ısrarlı olmak batağa götürür.
Ticaret düzgün olmalı. Aldatılan müşterinin zararı kanserden tehlikelidir. Dinimizde aldanmak da, aldatmak da haramdır. Müşteri menfaatine bakar, tercihi menfaatiyle beraber yapar. Ticarette başarı, müşteriyi haklı görmektir. Onu razı edene kadar çalışmalı. Kırk defa istese de, malı indirip çıkararak ve değiştirerek müşteriyi memnun etmeli. Müşteri ne derse desin, haklıdır. Ben haklıyım diyen tüccarın, o pazarda yeri olmaz.
Ticarette büyük olmak, inanca ve kaliteye bağlıdır. Ticarette insanın ve malın kalitesi çok önemlidir. Malımız, hizmetimiz kaliteli değilse, ne yapsak başaramayız. Satış yapabilmek, yüzde elli kabiliyet meselesidir. Kalite esastır. Kaliteli insan yetiştirmeli. İş insanda biter. Bizim dinimiz, mevki ve makamla değil, insanla meşgul olmak dinidir, çünkü o mevki, o makam bir insana teslim edilir. Onun için insan eğitimi, dinin de, ticaretin de temelidir.
İş yerlerindeki ünitelere bizi temsil edebilecek, kültürlü, bilgili, edepli, kaliteli eleman koymalı. Bizi temsil edenler, tam yetkili olmalı, ama bize de bağlı olmalı.
Osmanlı valileri padişaha çok bağlıydılar, ama orada sanki bir padişah gibi müstakildiler, Padişah onlara tam yetki vermişti. İşler aksamadan yürüyordu. Hitler’in savaşı kaybetmesine sebep, kimseye böyle bir yetki vermemesiydi. “Benden habersiz kimse bir iş yapamaz, bir karar veremez” demesiydi. Yeni bir emir gelene kadar da, ordu Rusya’da mahvolmuştu.
Başarılı olmak isteyen patron, her işi kendisi yapmaya çalışmamalı, bu hareket çok yanlıştır. İş yerlerinde çalışan herkes, o şirketin sahibi gibi çalışmalı. Böyle tam yetkiyle çalışılırsa başarılı olunur. Elemanlara görev ve sorumluluk vermeli. İçimizdeki cevherleri çıkarmalı. Bütün liderlerin hatası, kendilerinden sonra gelecek halefi yetiştirmemektir.