Evlilik binasının temeli

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Evlenirken, dini tercih önce gelmeli, yani salih erkeği veya saliha kızı tercih etmek, hem dünya, hem de âhiret saadeti için, çok büyük nimettir. Evlilik binası, bu niyetle, bu ihlâsla, bu temel üzerine kurulmazsa, o bina çürüyüp yıkılmaya mahkûmdur.

Bir kızı, güzelliği için alan güzelliğinden mahrum kalır. Serveti için alanın serveti başına bela olur. Ahlâkı ve dini için alan, hem dünyasını, hem âhiretini mamur eder, mesut ve bahtiyar olur. Sokak kızıyla evlenenin dünyası da ahireti de yıkılabilir. Onun için evlenecek kızda din ve asalet aranır. Asalet, dindar bir ana babanın kızı olmak demektir. Böyle bir kız asildir, yani soyludur. Damatta aranılacak vasıflar da aynıdır. Ehl-i sünnet itikadında olmalı, namazlarını hiç aksatmamalı, güzel ahlâklı ve ihlâslı olmalı. Zenginliği, şöhreti veya mevkii için, yani dünyası için evlenen mahvolur. Buna çok dikkat etmelidir.

İnsanların imanı zayıfladıkça, dünyalık arıyorlar. Hâlbuki dünyalıklar, o aradıkları, istedikleri, güvendikleri şeyler de Allah'ındır. Mülkün sahibi de, yaratan da, veren de Allah'tır. Dünyalık peşinde koşanlar, sadece bunu anlayabilseler, utançlarından kahrolurlar.

Allahü teâlâya güven tam olunca, dünyalık hiç aranmaz. Sadece dünyalık, mutluluk getirmez. İmanı zayıf olanlara göre, dünyalığın çok faydası vardır. Tahsilli, geliri bol, malı mülkü var derler. Tamam da, bunlar bugün varsa, yarın yok olan şeylerdir. Bizi sonsuza götüremez. İman parayla ölçülemediği gibi, sağlık bile parayla ölçülemez. Evlendi, her şeyi tam, sonra kör oldu, felç oldu, o para sağlığı bile yerine getiremez. Maksadı dünyalık olan, bu durumda kahrolur gider.

Bir insanın tercih sebebi dünya olursa, o dünya onu perişan eder. Tercih sebebi âhiret olursa, ömür boyu mesut ve bahtiyar olur, çünkü imanı kuvvetli olan, sabırlıdır, cesurdur, olaylardan fazla etkilenmez. Dünyalık şeylerin olup olmaması, artıp eksilmesi, ona tesir etmez. Onun her işte yardımcısı Allahü teâlâdır. Diğerlerinin gafleti, olayların altında ezilmesi, hep iman zaafından kaynaklanıyor.

Dünyalık şeyler geçicidir. Ayrıca, biraz sonra kimin başına ne geleceği de belli değildir. Onun için Rabbimize gönül verelim, Onun rızasını arayalım. Tercih sebeplerimizde, dinden, imandan, ahlâktan ve âhiretten başka hiçbir ölçü olmasın, çünkü diğer ölçülerin hepsi geçicidir, kesin ve kalıcı değildir, emanettir. Bugün var, yarın yok. İman ve güzel ahlâk ise gerçektir, tükenmez. Bu şuura sahip olan damatla gelin, buna sahip olan ana baba, değil eli, ayağının altı öpülecek kimselerdir.