Reformcu yazar,
(Kabir azabı yoktur) diyor.
CEVAP
Kabir azabının varlığını bildiren vesikalardan bazıları şöyledir:
Âişe validemiz, (Yâ Resulallah, bu ümmet kabirde azap görecek, benim gibi zayıfların hâli ne olacak?) diye kabir azabını sual edince Resulullah efendimiz, İbrahim suresinin,
(Allah, iman edenlere, dünya ve ahirette, sabit sözlerinde [kelime-i tevhidde]
sebat ihsan eder) mealindeki 27. âyeti okudu.
(Bezzar, Cami-ul-ahkâm)Bu âyette, kabir hayatının hak olduğu bildiriliyor.
(Tefsir-i Celaleyn)
İbni Abbas hazretleri, bu âyet-i kerimede, müminlere ihsan edildiği bildirilen sabit sözün, kelime-i tevhid olduğunu bildirmiştir. Âyet-i kerimedeki, dünyadaki sabit sözden maksat, kabirdeki suale verilen cevaptır, âhirettekinden maksat ise kıyamet günündeki hesaptır.
(Cami-ul-ahkâm)
Kabir azabı ile ilgili hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(Kovuculuk kabir azabına sebep olur.) [Beyheki]
(İç hastalıklarından ölen kabir azabı görmez.) [Tirmizi]
(Tebareke sûresini okumak kabir azabına engeldir.) [İbni Mürdeveyh]
(Ölüye uygunsuz şekilde ağlanınca kabirde azap görür.) [Buhari]
Bu kadar vesikaya rağmen, kabir azabı yoktur demek aklı başında olanın söyleyeceği söz değildir.
Yanıp ölene kabir azabı
Reformcu diyor ki:
(Yanmış ceset kül olduğuna göre kabir azabı göremez.)CEVAP
Bir ölü tabuta konsa, hiç defnedilmese, dışarıda kalsa, çürüse veya çürümese, ateşte yansa yine kabir suali olur.
Geniş bilgi iiçin tıklayınız.