Eshab-ı kiramın yaşayışı
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Peygamber efendimiz Medine’deyken, Şam’dan iki papaz geliyor. (Âhir zaman peygamberi diye bir zat, yeni bir din getirdiğini söylüyormuş. Biz de din adamıyız. Gidelim, bu dini inceleyelim. Eğer doğruysa tâbi olalım. Bozuksa milleti böyle bir yalancıdan kurtaralım) diyorlar. Bu düşünceyle Medine’ye geliyorlar. Birkaç gün Peygamber efendimizin huzuruna gitmiyorlar. Sadece Müslüman olmuş kimseleri inceliyorlar. Nasıl yaşadıklarına, nasıl alışveriş yaptıklarına bakıyorlar, çünkü onlar, daha önce görüştükleri, tanıştıkları, bildikleri insanlardı. Müslüman olunca yaşayışlarında nasıl bir değişiklik olduğunu görmek için, onların aralarına giriyorlar. Aradan birkaç gün geçtikten sonra, Resulullah efendimizle görüşmek istiyorlar. Kapıdan içeri girer girmez, daha hiçbir şey sormadan, bir şey söylemeden, (Yâ Resulallah, biz iman ettik, sen hak Peygambersin) diyorlar.
Peygamber efendimiz, buna çok memnun oluyor. Böyle daha hiçbir mucize istemeden, hiçbir sohbete kavuşmadan, iki papazın gelip iman ederek, (Sen hak Peygambersin) demeleri, fevkalade sevindiriyor. Resulullah efendimizin gözleri yaşarıyor. Oturuyor, (Hayırdır inşallah) diyor. Bir kişi iman edince veya birine bir kitap verince, (Nasibi varsa kurtulacak) diye nasıl biz seviniyorsak, Peygamber efendimiz de çok seviniyor. Kendisi zaten Peygamber, bu onun asli vazifesidir. O iki kişiye buyuruyor ki:
— Peki, ne gördünüz de iman ettiniz? Benden bir şey öğrenmediniz, bana bir şey sormadınız.
— Yâ Resulallah, biz seni değil, Eshabını inceledik. Biz bu kimselerle daha önce alışveriş yaptık. Bunların ne olduklarını eskiden bilirdik, fakat senin dinine mensup olduktan sonra, bunlar âdeta birer melek olmuşlar. İnsanın bu kadar değişmesi, beşer işi değildir, ilahîdir. Mutlaka sen hak Peygambersin, çünkü Eshabın bunun açık delilidir. Hiç şüphemiz kalmadı. Bir soru sorup ayrılacağız. Âdem Peygamberden, İslamiyet’e kadar, bütün dinlerin esası nedir?
— Allah birdir, Onun, gönderdiği kitaplar ve peygamberler haktır. Dinin esası, şimdi, “La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah” demektir.
Cevabı beğeniyorlar. Mübarek elini öpüyorlar, putları atıyorlar, elbiselerini çıkarıyorlar. Eshab-ı kiram olarak Şam’a, İslamiyet’i yaymaya dönüyorlar. Hâlis niyetle geldikleri için, netice de hayırlı olmuştur.