Affından şüphe etmemeli
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Günah olan işlerde niyete bakılmaz. İyi niyetle de yapılsa, günah günahtır. Ama iyi işlerde niyetin önemi büyüktür. Yani her iyilik için, muhakkak sevab alınacak diye bir şey yoktur. Çünkü iyiliğin kabul olup olmadığını bilemeyiz. İhlâsla yapılmamışsa sevab alınmaz. Hangi iş olursa olsun, mutlaka Allah’ın rızasını düşünmeli. Razı olacağına emin olduğumuz işleri yapmalı.
Nasr suresi, çok büyük müjdedir. Bu sûrede, (Allah’a tevbe, istigfar eden, Onu mutlaka affedici bulur) buyuruluyor. Ölünceye kadar tevbeyi terk etmemeli. Acaba affedildim mi diye şüphe de etmemeli. Çünkü şüphe eden, Rabbimize suizan etmiş olur. Allahü teâlâ affedeceğini, (İnnehü=Mutlaka) diye kesin bildiriyor. Unutmamalı, Allah verdiği sözden dönmez.
Bir insanın cebinde veya evinde çok kıymetli cevher olsa, aman hırsız çalmasın veya kaybolmasın diye 24 saat onu düşünür. Bundan daha çok hassasiyeti iman için göstermeli. Ölüm var, âhiret var. Cennet var, Cehennem var. Üçüncü bir yer yok. Siyahla beyaz var, gri yoktur. Yani ya iman ya küfür. Ya Cennet, ya Cehennem...
Seni hep gören var
Suç işleyen bir genci, zaptiyeler yakalayıp kırbaçla dövmeye başlarlar, ancak gençten hiç ses çıkmaz. Zaptiyeler, (Çok yorulduk, biraz ara verelim, sonra devam ederiz) derler. Kalabalığın içinde olan Bişr-i Hafi hazretleri gencin yanına gidip der ki:
- Bu kadar dayak yiyorsun, sesin hiç çıkmıyor. Acımıyor mu yoksa?
- Acımaz olur mu efendim? Delirecek gibi oluyorum.
- Peki, niye sesin çıkmıyor?
- Efendim, kalabalığın arasında sevdiğim kız var, şu an bana bakıyor, o beni görürken, erkekliğe leke süremem, ufak bir ses çıkaramam.
- Peki, Allahü teâlâ seni görmüyor mu? O sana bu kızdan daha sevgili değil mi?
Evliya zattan bu sözü duyan gençte, âni bir değişme olur:
- Evet, efendim. Kızdan vazgeçtim, bundan sonra Rabbimin rızası için çalışacağım.
Zaptiyeler de, dövmeyi bırakırlar. Genç, Allah demenin mükâfatını hemen görür. Sözünde de durup, ilim tahsili yapar, Evliya bir zat olur. Büyüklerin sözünde Rabbanî tesir vardır. Onun için, bu büyükleri tanımak büyük saadettir.