Taklitte niyet

Sual: Maliki’yi taklit eden, abdest alırken, Maliki’ye uydum demezse abdesti olmuyor mu? Hanefi olan abdest alırken “Hanefi’yi taklit ediyorum” demediğine göre, Hanefi’nin abdesti sahih olmuyor mu?
CEVAP
Hanefi’nin niyet etmesi, Hanefi'ye uyuyorum demektir. İnsan babasına babam geldi, babam gitti der. Babasının adı Necati ise, babam Necati geldi demez. Ama üvey babası veya kayınpederi varsa, adı da Hasan ise, o gelince babam geldi dese anlaşılmaz. Hasan babam geldi demesi gerekir.

Kur’an-ı kerimde, İbrahim aleyhisselam, Babam Azer geldi diyor. Demek ki onun gerçek babası başkadır. Putperest olan Azer’in, İbrahim aleyhisselamın babası olmadığı anlaşılır. Demek ki Azer farklı bir baba. [Asıl babası Taruh idi.]

Hanefi olan da kendi mezhebindedir. Kendi mezhebinde olan iş için, ben Hanefi’ye uyuyorum demesi gerekmez. Ama bir ihtiyaçtan dolayı başka bir mezhebe uyuyorsa elbette onun adını söylemesi gerekir.

Dini konularda akıl yürütmek yerine, kitaplarda yazılana uymalı. Aklına göre hareket etmemelidir. Akla göre din olsaydı, insan sayısı kadar din olurdu.

Sual: Mâlikî veya Şâfiî mezhebini taklit eden bir Hanefî, abdestin veya guslün ortasında, niyet etmediğini hatırlarsa, abdeste veya gusle baştan mı başlaması gerekir, yoksa devam edip niyetsiz yıkadığı yerleri tekrar yıkasa olur mu?
CEVAP
Şâfiî mezhebinde, abdestte tertip farz olduğu için, baştan başlar. Mâlikî'de tertip farz değildir. Şâfiî’deki gibi, baştan başlaması iyi olur. Tertip sünnetine de riayet etmiş olur. Kaldığı yerden devam edip, niyetsiz yıkadığı yerleri, tekrar yıkarsa, yine abdest sahih olur.

Gusülde, Şâfiî'de de, tertip farz değildir. Niyet edip denize giren gusletmiş olur. O gusül abdestiyle namaz kılabilir. Denize girince tertip aranmaz.

Gusülde, niyeti unutup, guslün ortasında hatırlayan Şâfiîler, gusle niyet edip, niyetsiz yıkadığı yerlere, su dökerlerse gusletmiş olurlar. Mâlikî'de, müvalata da uymak gerekir.

Mezhep taklidinde niyet
Sual:
Diş dolgusu olan kimse, guslederken ve abdest alırken Hanefî mezhebinin sünnetlerine tam uyarsa, Mâlikî mezhebinin de şartlarını yerine getirmiş oluyor. O zaman bu mezhebi taklit için niyet etmesine lüzum var mı?
CEVAP
Evet, burada niyet etmek farzdır. Niyet etmedikçe, o mezhebe uyulmuş olmaz. Mâlikî veya Şâfiî mezhebini taklit etmek için, gusülde, abdest almakta ve namazda niyet ederken, bu mezhebe de tâbi olduğunu hatırlamak yetişir. Yani gusül abdesti almaya başlarken (Niyet ettim gusül abdesti almaya ve Mâlikî [veya Şâfiî] mezhebine uymaya) sözünü kalbinden geçiren kimsenin guslü sahih olur. Ağzında kaplama veya dolgu bulunan Hanefî mezhebindeki bir kimse, böyle niyet edince, boy abdesti sahih olur. Cünüplükten kurtulur, temiz olur. (Seadet-i Ebediyye)

Dinimizde, ibadetlerde niyetin önemi büyüktür. Birkaç örnek verelim:
1- Su içerken içki içiyormuş gibi bardakları tokuşturmak günahtır. Çünkü fâsıklara benzemek olur. Bir hadis-i şerif:
(Suyu alkollü içki içenler gibi içmek haramdır.) [Redd-ül Muhtar] (Mubah olan suyu içiyor, ama niyeti onu haram hâle getiriyor.)

2- Bir kimse, komşusuna emanet olarak bıraktığı malı, komşunun zannederek çalsa, kendi malını aldığı hâlde, hırsızlık günahına girer. Niyeti onu harama sokmuş oluyor.

3- Cünüp biri, cünüplükten temizlenmeye niyet etmeden, denize dalıp çıksa, Hanefî’ye göre cünüplükten temizlenmiş olursa da, farz sevabı almış olmaz. Yapılan iş aynı, niyetsiz yapıldığı için farz sevabı alamıyor. Mâlikî'de ve Şâfiî'de ise niyet farz olduğu için gusletmiş sayılmaz.

4- Cünüp biri, elini toprağa sürerek teyemmüm etse, niyet etmezse cünüplükten temizlenmiş olmaz. Teyemmümde niyet farzdır. Niyetsiz de elini toprağa sürüyor, niyet ederek de sürüyor. Yani yapılan iş aynıdır, ama niyetli yaparsa temizlenmiş oluyor, niyetsiz yapılınca, temizlenmiş olmuyor

5- Beşeri kanunlarda bile, aynı kaide geçerlidir. Mesela, biri öldürmek kastıyla kurşun atsa, fakat kurşun isabet etmese veya sadece yaralasa, yine öldürmüş gibi cezaya çarptırılır. Tersine, korkutmak niyetiyle havaya kurşun atarken, kurşun gelip o kişiyi öldürse, kasıt olmadığı için cezası aynı olmaz. Yapılan iş aynı, fakat niyet onun hükmünü değiştiriyor.

6- Kurt zannedilerek ormandaki bir karaltıya ateş edilse, sonradan o karaltının bir insan olduğu anlaşılsa, kasıt olmadığı için sadece ihmal cezası verilir. Kasten öldürseydi, cezası ağır olurdu. Yapılan iş aynı, ama niyetle hüküm değişiyor.

7- Bir kimse, niyet etmeden, namazda yapılan hareketleri yapsa, okunacak dua ve sûreleri okusa, namaz kılmış olmaz. Namaza niyet etmiş olması farzdır. Yapılan hareketler ve okunanların hepsi aynı olmasına rağmen niyet olmadığı için namaz kılmış sayılmaz.

Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi sünnetlerine ve diğer farzlarına da uyulsa, niyet edilmediği için, o ibadet yerine getirilmiş olmuyor.