Dogma, format ve reform

Ateistler, dini hükümlere, âyet ve hadislere, yani nasslara dogmadiyerek karşı çıkarlar. Dogma, kelime olarak, tartışmasız kabul edilen bilgi, inanç demektir. Mesela herkes Hazret-i Âdem’den gelmiştir. Hazret-i Âdem de topraktan yaratılmıştır. Bu nassla sabit kesin bir inançtır. Ateistler “Bu bir dogmadır, bilimsel olmayan dogmalara inanmayız” derler. Şimdi mezhepsizler türedi. Ateistlerin dogma, dinimizin nass dediği veya edille-i şeriyye denilen hükümlere, mezhepsizler, format diyorlar.

Dinde yenilik yaptığını söyleyen bir mezhepsiz, fakirin lehine diyerek zenginlikteki nisap miktarını 96 gramdan 80’e indirmiş. (Önceleri İslam âlimlerine uyarak altının nisabının 96 gr olduğunu açıklamıştım. Fakat fakirin lehine olduğu için şimdi 80 gramı esas alıyorum) diyor.

Fakirin lehi dinde ölçü olur mu? Madem ölçü oluyorsa, ne diye 70 gr değil de, 80 gr alınıyor? 10 gr alınsa fakirin daha lehine değil mi? Hatta bu ölçüyü temelli kaldırsa, fakirlerin lehine olmaz mı? Âlimlerin bildirdiği ölçüye uymadan fakirin lehine diyerek altının nisabını değiştirmek dinde reform olur.

Başka bir mezhepsiz de, aşağıda bildirilen 5 maddedeki hükümler için, “Bu çözüm değildir, formatlara takılıp kalmadan, hükümleri yeniden farklı bakış açılarına göre yorumlamak gerekir. Format şudur: Ribaı nesie'de fazlalık şartı yoktur. Kadr ve cins illetlerinden biri varsa, faiz olur. Yani 5 gün sonra geri almak kaydıyla 5 altın verir yine, 5 altın olarak geri alırsanız faiz olur. Eğer formatlara uyarsanız, gelişmeyi durdurursunuz; korumak istediğiniz değerlerle hayat arasındaki bağları zaafa uğratır, hep Molla Kasım'larla karşılaşırsınız” diyor. Molla Kasım da gelse, biz Format reformcusuna değil, edille-i şeriyyeye uyarız, yeni formatla dinimizi sulandırmayız.

Ödünçte faiz olabilir
Bey ve Şirâ Risalesi şerhinde, (Ödünç verirken, zaman tayin etmek, malı, misli ile veresiyle satmak olur. Bu ise faizdir, büyük günahtır) buyuruluyor. Genelde ödünç verilen paralar için gün tayini lazım oluyor. Faize bulaşmadan gün tayin etmenin birkaç yolu şöyledir:
1- Ödünç vereceği kimseden kefil ister. Kefilden de senet alır. Borçlu da, senetteki tarihte öder.

2- Borçlu, borcunu kendine borcu olan birine havâle eder. O da, borcunu günü gelince öder.

3- Bin lira ödünç isteyene, ucuz bir şeyi, mesela bir kalemi, belli tarihte ödemek üzere bin liraya satar. Sonra bu kalemi bin liraya o kişiden peşin alır. Senedin günü gelince parasını ister.

4- "Falana olan borcuma kefil ol" dese, o da kabul edip ödese, kefil borçluya, "Şu tarihte bana öde" diyebilir.

5- Maliki mezhebi taklit edilirse senede tarih konur. [En kolayı budur.]

Nass dogma değildir
Sual:
Batıdan gelme kelimeleri kullanmayı bir meziyet sananlar, Nass yerine dogma diyorlar. Dogma Nass yerine kullanılabilir mi? Bir de dogmacılık var. Bunun da Nass ile bir ilgisi var mı?
CEVAP
Türk Dil Kurumunun sözlüğünde, dogma’nın tarifi şöyledir:
(Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya bir ideolojinin temeli yapılan sav, nas)

TDK’ye göre, Dogmacılık kelimesinin anlamı da şöyledir:
(Öne sürülen öğreti ve ilkeleri eleştirmeden doğru olarak benimseyen ve benimsediği var sayımlardan katı bir yöntemle önermeler türeten anlayış, dogmatizm.)

Dinimizde Nass, manaları açık olan âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere denir. Yani Allah ve Resulünün sözlerine denir. Dogma ile dogmacılıkla ilgisi yoktur. Ateistler, Müslümanlara, siz körü körüne inanıyorsunuz anlamında, “Siz dogmalara inanıyorsunuz” diyorlar. Müslümanlar dogma kelimesini Nass anlamında kullanmamalıdır.