Sual: Sağlıklı ve çok yaşamak için ne yapmak lazım?
CEVAP
Yaşlı bir âlime, çok yaşamasının sırrını sormuşlar. O da, (Biz iki günde üç defa yemek yeriz. Yemeği iyi pişiririz, iyice çiğnemeden de yutmayız, acıkmadan yemeyiz, henüz iştahımız varken sofradan kalkarız. Sabah kahvaltısını erken yaparız, akşam yemeğini geç yeriz, tok karnına uyumayız) demiştir.
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Sağlıklı ve çok yaşamak için, eşine ihtiyaç halinde yaklaş. Münasebetin fazlası bedene, azı ise ruha zarar verir. Ayda bir ishal edici bir şey al, yılda bir kan aldır.
Çok üzüntü ve çok şiddetli sevinç zararlıdır, kanı pıhtılaştırabilir. Boş durmamalı, bir işle meşgul olmalıdır. Atalarımız demiş ki:
Ayağın sıcak tut, başını serin,
Bir işle meşgul ol, düşünme derin.
Hastalığa sebep olan şunlardan sakınmalıdır:
Gece az, gündüz çok uyumak, tok iken yemek yemek, idrarını tutmak. Sık sık cinsi münasebette bulunmak.
Şu zamanlarda su içmemelidir:
Hamamdan çıkınca, uykudan uyanınca, cimadan sonra ve terli iken.
Aç karna su içmemelidir. Suyu yavaş yavaş emerek içmelidir. Suyun hepsini bir solukta içmemelidir. Üç nefeste içmelidir. Soluğu suya değil, bardağın dışına vermelidir. Çok soğuk içmemelidir. Gece uykudan uyanınca su içmek sağlığa zararlıdır.
Ayakta ve yürürken yememelidir. Hadis-i şerifte, (İnsan kalbi, tarladaki ekin gibidir. Yemek, yağmur gibidir. Fazla su, ekini kuruttuğu gibi, fazla gıda kalbi öldürür) buyurdu. Çok yemek, hastalıkların başı, perhiz ederek az yemek ilaçların başıdır.
Midenin üçte biri yemeklere, üçte biri içeceklere ayrılmalıdır. Üçte biri hava payı olarak ayrılmalıdır. Yemekten sonra dişleri misvak ile temizlemek sünnettir. Az yemeli ve az uyumalıdır. Tok olarak yatmamalıdır. Hadis-i şerifte, (Tok olarak yatmayın, kalbiniz katılaşır) buyuruldu. Ayrıca müminin artığında ve cömerdin yemeğinde şifa vardır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Müminin artığı şifadır.) [Fetava-i Kübra, El-Medhal]
(Cömerdin yemeği şifa, cimrininki hastalıktır.) [Hatib]
Gül koklayınca, salevat-ı şerife getirmelidir. Çünkü, Peygamber efendimizin mübarek teri, gül gibi kokardı. Hadis-i şerifte, (Üç şey, bedeni besler: Güzel koku, yumuşak kumaştan güzel elbise ve bal yemek) buyuruldu.
Tıbben vücuda zararlı olan şey, dinen de yasaktır. Kışın soğukta kalıp donmak, yazın güneş altında çok kalıp hastalanmak günahtır. Yoğun güneş ışığında kalmanın, bilhassa göz sağlığı için tehlikeli olduğu, kanserojen etkisi olan ultraviole ışınlarının ozon tabakasından süzülmeden geldiği bildirilmiştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Güneşte fazla durmayın! Güneş elbiseyi eskitir, soldurur, hastalığa da sebebiyet verir.) [Hakim]
Asırlar önce yaşamış bir tabib diyor ki:
Hasta olmadıkça ilaç kullanmamalıdır!
Dalında olgunlaşmış meyveyi ve genç olan, körpe hayvan etini tercih etmelidir!
Yemek iyi pişmiş olmalıdır. Yerken iyice çiğnenmelidir! Canının istediği yemeği yemelidir!
Tokluk, unutkanlık yapar. Kalbi kör eder.
Yemek üzerine su içmemelidir. Yemekten sonra bir saat geçmeyince su içme, vücuda iyi değildir.
Küçük ve büyük abdesti bekletmemelidir! İdrarı bekletmek, mecrası kapatılan nehrin, etrafını tahrip etmesi gibi, vücudu tahrip eder.
Gündüz yemekten sonra biraz uyumalıdır!
Akşam yemeğinden sonra az da olsa yürümeden uyumamalıdır! Araplarda, "Sabah kahvaltısından sonra yat uzan, akşam yemeğinden sonra gezin" sözü meşhurdur. İki hadis-i şerif meali:
(Akşam yemeğini kesmek ihtiyarlığa sebeptir.) [İbni Adiy]
(Bir avuç kötü hurma ile de olsa, akşam yemeğini ihmal etmeyiniz!) [Tirmizi]
Sabah kahvaltısını yapmadan dışarı çıkmamalı! Çünkü kahvaltı sayesinde halim ve ağırbaşlı olunur, aynı zamanda çarşıda görülen her şeye can çekmemiş olur.
Hikmetli ehli zatlardan biri, etli birine kinaye ile, "Sırtındaki kadifeyi kim dokudu?" der. O, "Ekmeğin özünü, genç hayvan etini yemekle; menekşe ile yağlanıp yumuşak elbise giymekle ..." diye cevap verir.
Dört şey bedeni kuvvetlendirir:
Et ve bal yemek, güzel koku sürünmek, münasebet olmadan çok yıkanmak, yumuşak kumaştan güzel elbise giymek.
Dört şey bedeni zayıflatır:
Fazla düşünce, çok ekşi yemek, aç karnına çok su içmek, fazla münasebet.
Dört şey gözü kuvvetlendirir:
Sürme çekmek, yeşilliğe, akar suya ve helal olan güzel yüze bakmak.
Dört şey gözün nurunu azaltır:
Pisliğe bakmak, idam edilene bakmak, helali de olsa, kadının edep yerine bakmak, Kıbleye arkası dönük oturmak.
Dört şey aklı çoğaltır:
Fazla ve lüzumsuz konuşmamak, misvak kullanmak, salihlerle, âlimlerle beraber olmak, günah işlememek.
Eshabım hastalanmaz
Sual: Seadet-i Ebediyye’de, (Eshabım hasta olmaz! İslam dini, hasta olmamak yolunu göstermiştir. Eshabım temizliğe çok dikkat eder. Acıkmadıkça bir şey yemez ve doymadan önce sofradan kalkar!) hadisi bildiriliyor. Eshab hastalanmıyorsa niye öldüler?
CEVAP
Ecelleri geldiği için öldüler. Her insan, mutlaka hastalık sebebiyle ölmez.
(Hasta olmazlar) hadis-i şerifi, şartsız söylenmiş, genel bir ifadedir. Yani (Genelde Eshabım hasta olmaz) demektir. Soğuk alabilirler, yanabilirler, bir yerleri kırılır. Bulaşıcı veya irsî [kalıtsal] bir hastalığa yakalanabilirler. Daha birçok hastalık sebepleri vardır. Bunlar genel hükme aykırı sayılmaz. Burada sağlıklı yaşamanın genel kuralı bildiriliyor. İnsan temizliğe dikkat eder, acıkmadan sofraya oturmaz ve doymadan kalkarsa vücudu sağlıklı olur. Fakat bütün bunlara riayet etse de, yine yukarıda bildirilen sebeplerden biri hastalığa sebep olabilir.
Genel kurala uyulursa hastalık azalabilir. Mesela ben kilolu idim, tansiyon ve astım ilaçları kullanıyordum. Zayıflayınca bu ilaçları bıraktım. Çok yiyip içmenin hastalıklara sebep olduğunu tecrübeyle de gördüm. Çok yiyip içmeyince eski sağlığıma kavuştum. Aynı diyeti yapan birçok arkadaş da, aynı şeyleri söyledi. Şeker hastası olanlar bile ilacı bırakmışlar.
İnsan hasta olmamaya dikkat etmelidir
Sual: Bir hastalığa yakalanan kimsenin, doktor, ilaç gibi maddi sebeplerin yanı sıra, dininin bildirdiği manevi sebeplere yapışmasının faydası olur mu?
Cevap: İnsan hasta olmamaya dikkat etmelidir. Bunun için de, İslâmiyete uygun yaşamak lazımdır. İslâmiyete uymakta gevşek davranarak, hasta olan kimse, ilaç almalı, perhiz etmeli ve fakirlere sadaka nezir etmeli, adakta bulunmalı ve sık sık sadaka vermelidir.
Sual: Bir hastalığa yakalanan kimse, bu hastalıktan kurtulmak için maddi ve manevi bilenen sebeplere yapışmalı mıdır?
Cevap: Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki, her şeyi bir sebeple yaratır. Bir şeye kavuşmak için, bu şeyin yaratılmasına sebep olan şeyi yapmak lazımdır. Her şeyin yaratılmasında müşterek, ortak olan manevi sebep, sadaka vermek, yetmiş kere “Estagfirullah min külli mâ kerihallah” duasını okumaktır. Bu iki manevi sebep, maddi sebepleri bulmaya da yardım eder. Peygamber efendimiz; (Allahü teâlâ, her hastalığın ilacını yaratmıştır. Yalnız, ölüme çare yoktur.), (Hastalıkların başı, çok yemektir. İlaçların başı, perhizdir.), (Hastalarınızı, sadaka vererek tedavi ediniz!) buyurmuştur.
Sual: Bir kimsenin hasta olmaması için, en çok nelere dikkat etmesi gerekir?
Cevap: İslâm âlimleri, hasta olmamak ve hastalıktan kurtulmak için, şu dört şeye dikkat etmek lazımdır buyuruyor. Bunlar da;
1- Fazla yememek. 2- Alkollü içkileri içmemek. 3- Üzülmemek, asabileşmemek, öfkelenmemek. 4- Vücudu, kullandığı eşyaları ve yiyecekleri temiz olmaktır.