Zikir ne demektir?

Sual: Zikir nedir? Kur’anda geçen zikir kelimeleri değişik anlamlara mı geliyor?
CEVAP
Zikir,
zihinde tutmak, hatırlamak, anmak gibi manalara gelir. Kur’an-ı kerimde ise, kitap, Kur’an, Allah’ı anmak, namaz, şeref gibi manalara gelir.

KİTAP manasına gelenler:

(Sana tarafımızdan bir zikir [kitap] verdik.) [Taha 99]

(Sen ancak zikre [Kur‘ana] uyan ve görmeden Rahman’dan korkanı uyarabilirsin.) [Yasin11]

(Kâfirler zikri [Kur‘anı] işittikleri zaman, gözleriyle [nazarla] seni devireceklerdi.) [Kalem 51]

(Eğer bilmiyorsanız ehli zikre [kitabı bilen âlimlere] sorun.) [Nahl 43]

(Zikirden [Tevrat kitabından] sonra Zebur'da da, yeryüzüne salih kullarımın mirasçı olduğunu yazmıştık.) [Enbiya105]

ANMAK manasına gelenler:

(Kalbler ancak zikrullah
[Allah’ı anmak] ile huzur bulur.) [Rad 28]

(Allah’a ve ahiret gününe [inanıp] kavuşmayı arzulayanlar ve Allah’ı çok zikredenler [ananlar] için Resulullah elbette güzel bir örnektir.) [Ahzab 21]

(Rahmân’ı zikirden [anmaktan] yüz çevirene, yanından ayrılmayan bir şeytan musallat ederiz.) [Zuhruf 36]

(Şeytan galebe edip onlara zikrullahı [Allah’ı anmayı] unutturdu.) [Mücadele 19]

(Biz senin zikrini yükseltmedik mi?) [İnşirah 4] (Senin zikrini kendi zikrim kıldım, seni [Resulullahı] zikreden beni zikretmiş olur. İmanın sahih olması için benim zikrimin seninkiyle beraber olmasını sağladım) [İbni Ata]

Zikirle ilgili birkaç hadis-i şerif meali:
(Kur’an okumak ve zikir imanı kuvvetlendirir.) [Deylemi]

(Zikrin efdali, la ilahe illallah, duanın efdali de elhamdülillah demektir.) [Tirmizi]

(Zikirde "La ilahe illallah" demekten efdali yoktur.) [Taberani]

(En iyi zikir, gizli yapılandır.) [İ. Ahmed]

(Zikir, sadakadan da hayırlıdır.) [Ebuşşeyh]

NAMAZ manasına gelenler:

(Namaz, münker ve fahşadan
[edepsizlikten, akla ve dine uymayan her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar. Çünkü zikrullah [Namaz kılmak] elbette en büyüktür. [En büyük ibadettir]) [Ankebut 45] (Zikrullah, namazdır. Namaz diğer ibadetlerden daha büyüktür. (Beydavi)

(Onlar ayakta, otururken, yanları üzerine yatarken Allah’ı zikrederler.) [Al-i İmran 191] (Namazı, gücü yeten ayakta kılar, ayakta kılmaktan aciz olan oturarak kılar, bundan da aciz olan, yatarak ima ile kılar demektir. (Bahr-ür-raık)

ŞEREF manasına gelenler:

(Size öyle muazzam bir kitap indirdik ki, bütün zikriniz
[şerefiniz] ondadır.) [Enbiya 10]

(O zikirle [şerefle] dolu Kur'an hakkı için.) [Sad 1]

(Bu Kur’an sana da, ümmetine de zikirdir. [Şereftir, öğüttür], İleride [kıyamette, hükümlerine riayet edip etmediğinizden] sorumlu olacaksınız.) [Zuhruf 44]

Sual: Bir Müslümanın kalbinin, her azasının Allahü tealayı hatırlaması için ne yapması gerekir?
CEVAP
Konu ile alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri saliha bir hanıma yazdığı mektupta buyuruyor ki:
“Cehennemden kurtulmak isteyen, helal ve haramları iyi öğrenmeli, helal kazanıp, haramdan kaçınmalıdır. Yemekleri, keyif için, lezzet için yememeli, Allahü teâlânın emirlerini yerine getirmeye kuvvet bulmak için yemelidir. Eğer önceleri, böyle niyet edemezseniz, her yemekte, zorla böyle niyet ediniz. Tasavvuf, az yemek, az içmek değildir. Herkesin helalden kazanıp, doyuncaya kadar yemesi lazımdır. Behâüddîn-i Buhârî hazretleri; "Bir şey yemek, aç kalmaktan iyidir” buyurmuştur. Alâüddevle Rükneddîn hazretleri; “Bir şey yemek, aç kalmaktan iyi olduğunu, önceden bilseydim, az yiyiniz demezdim” buyurmuştur

Yeni ve temiz giyinmeli ve giyinirken ibadet için, namaz için süslenmeye niyet etmelidir. Bir âyet-i kerimede meâlen;
(Her namazı kılarken süslü, temiz, sevilen elbiselerinizi giyiniz!) buyurulmuştur.

Elbiseyi herkese gösteriş için giymemelidir ki, günahtır.

Bütün hareketler, işler, sözler, okumak, dinlemek hep Allah rızası için olmalıdır. Onun dinine uygun olmasına çalışmalıdır.

Böyle olunca, insanın her azası ve kalbi Allahü teâlâyı zikreder yani hatırlar. Büsbütün gaflet olan uyku, ibadetleri kuvvetle ve sağlam yapmak niyeti ile uyunursa, bütün uyku ibadet olur. Peygamber efendimiz;
(Âlimlerin uykusu ibadettir) buyurmuştur.

Evet, bunları yapmak, size bugün için güç olacağını biliyorum. Çünkü, çeşitli mâniler etrafınızı sarmıştır. Âdete, modaya kapılmış bulunuyorsunuz. Ayıplanmak, izzet-i nefse dokunmak kuruntularına tutulmuşsunuz. Bütün bunlar, İslamiyete uymanıza mâni olmaktadır. Hâlbuki, Allahü teâlâ, İslamiyeti, bozuk âdetleri, çirkin modaları kaldırmak ve nefsin benlik, izzet-i nefs çılgınlıklarını yatıştırmak için gönderdi. Fakat, Allahü teâlânın ismini, kalbde hatırlamaya devam nasib olursa, beş vakit namaz gevşek davranmadan, şartları ile kılınırsa, helal ve harama, elden geldiği kadar dikkat edilirse, bu mânilerden kurtulmanız umulur. Bu nasihatleri yazmanın bir sebebi de, bunlar yapılmasa bile, kendi kusur ve kabahatini anlamaya yarar ki, bu da büyük nimettir.”