Sünnetler de nafiledir

Sual: Nafile namaz nedir? Beş vakit namazın sünnetleri de nafile namaz mıdır?
CEVAP
Nafile namaz, farz ve vacibden başka namazlar demektir. Beş vakit namazın sünnetleri ve diğer vacib olmayan namazlar, nafiledir. Müekked olan ve olmayan, bütün sünnetler nafiledir. Önce birkaç hadis-i şerif bildirelim:

(Öğlenin farzından önce 4, sonra 2, akşam ve yatsının farzından sonra 2, sabahın farzından önce 2 rekât olmak üzere günde 12 rekât nafile kılan Cennete girer.) [Nesai]

(Öğlenin farzından önce ve sonra 4 rekât nafile kılmaya devam edene Cehennem haram olur.) [Tirmizi]

Âişe validemiz, (Resulullah, sabah namazının iki rekât nafilesi hariç, diğerlerini devamlı kılmazdı) buyurdu. (Buhari)

Bütün fıkıh kitapları, sünnetlerin de nafile olduğunu bildirmektedir. Birkaç misal verelim:

1- Nafile, farz ve vacib olmayan ibadetlerdir. Bütün sünnetlere nafile denir. (Tahtavi)
2- Nafileler, revatib ve regaib olarak ikiye ayrılır. Revatib, müekked ve gayrı müekked olarak farzlardan önce veya sonra kılınan sünnetlerdir. Regaib ise Duha, Evvabin ve Teheccüd gibi diğer nafilelerdir. Sünnetlere nafile denmesi, nafile tabirinin daha şümullü olmasındandır. Her sünnet nafiledir, ama her nafile sünnet değildir. (Nimet-i İslam)
3- Nafileleri ve Revatib sünnetleri, yalnız namaz kılmaya veya sünnetten başka bir namaza niyet ederek kılınca, sahih olur. (Eşbah)
Görülüyor ki, namaz vakti içinde, o vaktin farzından başka kılınan her namaz, mesela kaza namazı, o vaktin sünneti de olur. Sünnet yerine, kazaya da niyet edince sünnet terk edilmiş olmuyor.
4- Yalnız namaza niyet edilerek kılınan sünnet sahih olur; çünkü beş vakit namazın sünneti demek, Resulullahın kıldığı namaz demektir. Bu namazlara sünnet ismi sonradan verilmiştir. Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. (Sünnet kılmaya) diye niyet etmezdi. Her vakit içinde böyle kılınan her namaz, sünnet ismi verilen namaz olur. (Redd-ül muhtar, Uyun-ül besair, Halebi)
5- (Tecnis) kitabında bildirildiği gibi, beş vakit namazın sünnetleri nafile namazdır. Nafile niyeti ile de kılınır. (Redd-ül-muhtar)
6- Beş vakit namazın sünnetleri ve teravih namazı, nafile namazdır. Bunları kılarken, yalnız namaza diye niyet yetişir. (Dürr-ül-muhtar, Dürer)
7- Beş vakit namazın sünnetleri ve diğer vacib olmayan namazlar, nafiledir. Müekked olan ve olmayan, bütün sünnetler nafiledir. (Dürr-ül-muhtâr, Redd-ül-muhtar, Halebi)
8- Her sünnet nafiledir; fakat her nafile sünnet değildir. (Redd-ül-muhtar, Nimet-i İslam)
9- Beş vakit namazın sünnetlerini özürsüz oturarak kılmak caizdir. Çünkü bu sünnetler, nafile namazdırlar. (Cevhere, Hidaye)
10-
Nafile namaz denince, sünnetler de anlaşılır. Kadı İmam-ı Ebu Zeyd, (Nafile kılmak, farzdaki kusurları tamamlamak için emrolundu. Bir kimse, farzı kusursuz kılabilirse, sünnetleri kılmadığı için buna bir şey denemez) buyurdu. (Dürer)
11
- Farz borcu olanın nafile namazları kabul olmaz. Sünnetler de nafiledir. (N. Fıkhiyye)
12
- Sünnetler yerine kaza kılınca, sünnet sevabı da hâsıl olur. (Mekt. Masumiyye 2/63)
13
- Diğer 3 mezhepte de aynen Hanefi’deki gibi sünnetler nafiledir. (Mezahib-i erbea)
14
- Nafilenin kıymeti, farzın yanında hiç gibidir. Okyanus yanında, bir damla kadar bile değildir. Sünnet de, farzın yanında, okyanus yanındaki bir damla gibidir. (Mekt. Rabbani 1/260)
15-
Regaib ve revatib namazlar sevabda ve üstünlükte farza ulaşamaz. Hiçbir nafile ile farz borcu ödenmez. Avamın iddia ettiği gibi farzı bırakıp nafileyle uğraşmanın, mesela, Evvabinin farz kazalarının yerine geçeceğini iddia etmenin dinde yeri yoktur. (Ruh-ul-beyân 3/127)
16- Hazret-i Ali’nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz namaz borcu olanın nâfile kılması, doğumu yaklaşmışken, çocuğunu düşüren hâmileye benzer. Artık bu kadına, hâmile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nâfile namazlarını kabul etmez.) [Zahire-i Fıkh, Fütuh-ul-gayb m. 48] Bu hadisi açıklayan Hanefi âlimlerinden Abdulhak-ı Dehlevi hazretleri buyuruyor ki:
(Bu hadis-i şerif, farz borcu olanın, sünnetlerinin kabul olmayacağını gösteriyor; çünkü sünnetler de nafiledir.)

Beş vaktin sünnetleri de nafiledir
Sual: Bazı kimseler, kaza namazı borcu olanların, sünnetler yerine de kaza namazı kılmalarına, sünnetler terkedilemez diyerek itiraz ediyorlar. Beş vaktin sünnetleri de nafile değil midir, nafile yerine kaza namazı kılınamaz mı?
Cevap:
Konu ile alakalı olarak Merâkıl-felâhda ve bunu açıklayan Tahtâvî diyor ki:
“Sabah namazının farzından sonra, güneş doğuncaya kadar nafile namaz kılmak, tahrimen mekruhtur. Sabah namazının sünnetini önceden kılmamış ise, bunu kılmak da, bu yasağın içindedir. Çünkü bu vakit, yalnız farz kılmak için ayrılmıştır. Yani, farzdan sonra güneş doğuncaya kadar, namaz kılmayan, hep farz kılmış sayılmaktadır. Bu ise, sabah sünneti bile olsa, nafile kılmaktan daha efdaldir. Fakat, bu zaman içinde kaza namazı kılmak mekruh olmaz. Çünkü, hükmen farz kılmış sayılmak, sünnetten efdaldir. Kaza namazı kılmak ise, hakiki farz kılmak olup, bundan daha çok efdaldir.

Namaz vakti daraldığı zaman, nafile kılmak tahrimen mekruhtur. Çünkü, farzın vaktini kaçırmaya sebep olur. Lazım olmayan namazı kılarak, lazım olan namazı kaçırmış olur ki, aklı olanın yapacağı iş değildir. Güneş doğarken ve tepede iken ve batarken de, nafile kılmak böyledir. Bu nafileler, beş vakit namazın sünnetleri ise de, yine böyledir.”

Sünnetlerin, nafile namaz demek olduğu buradan da anlaşılmaktadır. Sünnetlerin nafile namaz oldukları, bunun için, özürsüz olarak hayvan üzerinde kılınabilecekleri Cevherede de açıkça yazılıdır. Hadîkada deniyor ki:
“Namaz vakti daraldığı zaman, farzdan evvelki sünneti kılmak, farzın kazaya kalmasına sebep olursa, bu sünneti kılmak haram olur. Farz olmayan bir şeyi yapmak için farzı terk etmek caiz değildir.”

Birçok Hanefi kitaplarında, Dürr-ül-muhtâr, İbni Âbidîn, Mültekâ şerhi olan Dürr-ül-müntekâ ve Ni'met-i İslâmda deniyor ki:
“Bir hakim, vazifesini yapmak, bir talebe din dersini kaçırmamak için, sabah namazından başka namazların sünnetlerini terk edebilir.”

Hakimin vazifesi, farz-ı ayn olmadığı halde, sünnetleri terk etmek için özür sayılınca, birikmiş Kaza namazlarını ödemek, farz-ı ayn ve cezası pek şiddetli iken, bunları ödemek özür olmaz mı?